Trump “bu mektubu” bekliyordu!..

A -
A +
Trump’ı mektup/lar bitirdi… Resmî prosedür uzun sürecek. İtirazlar, davalar vs. Ama seçimin sonucu artık büyük oranda bellidir. Trump en zayıf rakibe karşı kaybetti. Bu da kendi başarısızlığının tescilidir...     Donald Trump, amiyane tabiriyle, kendisini Beyaz Saray’dan postalayacak “o mektubu” bekliyordu… Ve salı gününden beri, Trump artık mantık ve sağduyu yerine hırs ve duygularıyla hareket ediyor. İtiraz ediyor, itham ediyor. “Seçimi bizden çalmış olabilirler…” diyor. Aslında bu bir nevi sonucu kabullenmek manasına gelir. Fakat henüz hazmedecek durumda değil. Bunun için de; “Seçimi bizden çalmaya çalışıyorlar. Buna izin vermeyeceğiz…” diyor. Diyor ama, şu ana kadarki gelişmeler, bu direnmenin farklı bir netice vermeyeceğini gösteriyor. Zira Trump’ın bel bağladığı itiraz ve dava açma süreci, her noktada onun istediği yönde yürümeyecek gibi görünüyor. Gerçi ABD hukuk sisteminin nevi şahsına münhasır bir yapısı var. Bu sebeple bazen akıl ve mantık sınırlarını zorlayan kararlar görülebiliyor. Şayet öyle bir şey zuhur etmezse, Trump için artık yeni bir dönemin başlangıcı demektir...
ABD başkanlık seçimini Trump kaybettiği için Joe Biden kazandı. Bu ‘kazandı’ ifadesi henüz resmen ilan edilmedi. Ve ilan edilmesi haftalar sürebilir de. Lakin Trump için yolun sonu artık kesin olarak görünüyor. Trump olabilecek en zayıf rakip karşısında yenilgiye uğradı. Şüphesiz bu da kendisinin ne kadar başarısız ve seçmen nazarında ne denli “kötü başkan” olduğunun belgesidir.
O kadar ki, seçim sonuçlarını yorumlama konusunda da çok komik duruma düşüyor. Rakip partinin seçimde hile yaptığını rastgele, hiçbir delil ortaya koymadan iddia edince, televizyon kanalları canlı yayını kesip, kendisinin yalan söylediğini tek tek belgelediler. Bu saatten sonra Trump seçimi kazansa bile (Ki, bu artık hayal…), karizması çoktan sıfırlanmış durumda! “Postayla kullanılan oyların felaket olacağını aylardır söylüyorum” diyor ve şu tuhaf iddiayı seslendiriyor: “Demokratlar aradaki farkın ne kadar oyla kapanacağını hesaplayıp ona göre mektupla gönderdiler…” Bu beyanlar, Trump’ın hâlihazırda olayların peşinden nasıl sürüklendiğini açık bir şekilde ortaya koyuyor. Buna karşılık, belki de beklemediği kadar kolay bir zafer kazanan Biden, sükûnetini muhafaza ediyor, başkanlığını ilan etmek için hiç acele etmiyor. Mektupla kullanılan oylar daha sonra sayıldığı için ve ağırlıklı olarak demokratların oyu olduğu için, Trump’ın kazanacağına kesin gözle baktığı eyaletlerde bile sonucu tersine çeviriyor bu durum. Trump öfkeden hop oturup hop kalkıyor, ancak süreci birkaç hafta uzatmaktan başka yapabileceği bir şey yok… Buraya kadarmış. Bunu kendisi çaresiz kabullenecek. Ha bu arada epey gürültü patırtı olabilir. Sokaklarda birtakım hareketlenmeler yaşanabilir… Lakin Demokratlar kazanmanın rahatlığı içinde, tansiyonu düşürmek için gayet dikkatli davranacak gibi görünüyor.
Evet, Trump’ın dört yıllık başkanlık saltanatı bu şekilde noktalanmış oluyor. Peki, bu zaman zarfında kimlere yarandı, kimlere yaranamadı? Şüphesiz “Beyaz Amerikalılara” gayet yarandı. Ama siyahilere yani Afrikalı-Amerikalılara ise hiç mi hiç yaranamadı. Zaten öyle bir derdi de yoktu… Velakin Yahudilere yaranmanın ötesinde, “sadakatini ispatladı”. Bunu İsrail İçişleri Bakanı Aryeh Deri söylüyor açık açık. “Dört yıl boyunca Trump İsrail Devletine ve Yahudilere olan sadakatini ispatladı…” diyor. Daha ne desin? Kudüs’ü, İsrail’in başkenti olarak ilan eden, Suriye toprakları olan Golan Tepeleri'nin İsrail tarafından yutulmasına onay veren, Batı Şeria’daki Ürdün Vadisinin ilhakı için Siyonist yönetime sınırsız kredi açan Trump, sadakatin de ötesinde bir bağlılık gösterdi… Fakat bu bağlılık ve teslimiyet bile koltuğu kaybetmesini önleyemedi. Trump özetle, çok kaba ve saygısız tavırlarıyla hatırlanacak bir başkan olarak kayda geçecek. Üslup ve davranış açısından, kabalıkta Lyndon Johnson’u bile geride bıraktı denilebilir. Hani şu yardımcısı olduğu Kennedy’nin öldürülmesi sebebiyle, şans eseri başkanlık koltuğuna oturan ve bir daha seçilemeyen kişi…
Trump’ın Beyaz Saray’dan gitmesi, bazı ülkelerin yönetimlerini hayli sevindirecektir. Mesela İran… Buna karşılık Brezilya, Filipinler ve Mısır gibi ülkelerin başkanlarını da üzecektir. Ama onun gidişine en fazla sevinecek olanlar, küçük çocuklarından zorla koparılan zavallı Latin Amerikalı göçmenler olacaktır!.. Belki de o çocukların ahı tuttu, kim bilir?
Hâsılı, Trump arkasında iyi bir miras bırakmadan gitti. Onun bıraktığı Amerika, pek çok yönden büyük sıkıntılarla yüz yüze. Öyle ki, Biden gibi zayıf bir başkan zaten bu sıkıntıları aşabilecek güce sahip bulunmuyor… Bu seçimlerin en enteresan tarafı mektuptur. Trump’a kara haber getiren mektup...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.