Depremden sonra tsunami!..

A -
A +

Ne olacak Öcal abi, Beşiktaş'ın hâli?.." "Esaslı" bir Beşiktaşlı olan komşumun bu sorusuna ne cevap vereceğimi şaşırdım!.. Soruya soru ile cevap vermeyi tercih ettim; "Sence ne olacak?.." Üzgündü, buna rağmen "kurnazlığımı anladığını belli eden" acı bir tebessümle cevap verdi; "İyimser olmaya, yarınlara umutla bakmaya çalışıyorum ama olmuyor, Öcal abi, olmuyor" dedi ve "içini dökmeye" devam etti; tam bir "Bir dokun bin ah işit" örneği: "Trabzonspor önündeki takımı ve futbolu TV başında seyrederken, bittim. Burak, Burak olsa tarihi fark olurdu ve İnönü Stadı balta vurulmadan Beşiktaş seyircisinin başına çökerdi. Bu takımı bu hâle sahipsizlik getirdi. Tahliyelerden sonra Tayfur Hocamızın takımın da, Carvalhal'ın da başına getirilmesi uğur getirmedi; Avrupa maçları hariç, içerde her hafta önce yavaş yavaş, sonra hızlı bir düşüşe geçtik, sonuç ortada." "Beşiktaş büyük kulüp, bu kriz geçicidir, atlatılır" diyecek oldum, lâfı ağzımdan aldı; "Yok abi, yok, bu kriz kolay atlatılmaz, göreceksin Hoca dahil yabancıların çoğu gidecek ya da gönderilecek; peki ama yerleri nasıl dolacak? Kulüp gırtlağa kadar borç içinde, borçları bu hâle getiren Başkanımız, kasaya kendi cebinden koyduğu 103 trilyonun senedini aldı, cüzdanına yerleştirdi, gitti Federasyon Başkanlığı koltuğuna oturdu. Geride bıraktığı bu büyük borç yükünün altına hangi aklı başında adam girebilir? Bu kriz kolay kolay atlatılmaz Öcal abi, göreceksin kolay atlatılamayacak. Dua edelim ki, puan cetvelinde altımızda olan takımlar puan kaybetmeye devam etsinler, yoksa Play off'a bile kalamayabiliriz!.." *** "Esaslı" Beşiktaşlı komşum daha "çok şey" söyledi ama, Beşiktaşlıları, ona başkanlık etmiş ve şimdi Federasyon Başkanlığı koltuğuna oturmuş yöneticiyi ve onun yönetici arkadaşlarını daha fazla üzmemek için, "o şeyleri" yazmayacağım. Sanırım zaten telefonlarla ve de internetteki iletişim kanalları aracılığıyla, dahası "çok daha fazlasıyla" benzer tepkiler aldılar, almaya devam ediyorlar. Bitmedi, takımın kötü gidişi durana ve de kulüp, yönetim krizini aşana kadar almaya da devam edecekler!.. UEFA, "mâli ve idari kriterlerinin uygulanacağı güne kadar" bu kriterlerle ilgili sorunların "mutlaka" giderilmesini milli federasyonlardan üstüne basa basa istediği hâlde, çok açık görülüyor ki, "bu kriterlerle başı belâda olan" kulüpler bakımından "en büyük sorunları yaşayan ülkelerden biri olan" Türkiye, hâlâ "Bize bir şey olmaz" rehaveti içinde!.. Aslında "UEFA kriterlerinin oluşturacağı tsunami", bilinmelidir ki, "Şike soruşturması" depreminden çok daha yıkıcı olacaktır!.. Ve bu "önlenmesi çok zor" tsunaminin dokunacağı "onlarca ve onlarca" kulübümüzden biri olarak Beşiktaş, ne yazık ki, o dev dalganın "ilk vuracağı" hedefler içinde "en çarpıcı" örnektir!.. Soru çok açıktır; "Beşiktaş Kulübü'nü UEFA kriterleri bakımından böylesine zayıf hâle düşüren" bir Başkan, günü gelince, yani UEFA "Hadi bakalım, kriterlerimi ve talimatlarımı uygula" dediğinde, "Federasyon Başkanı olarak" ne yapacaktır?.. Dahası, daha da kötü; UEFA'nın "bunu demesine" ne kadar kaldı ki?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.