“Bu mayıs” G.Saray’ın mı?..

A -
A +

Bu soruya bugün vereceğim cevap; “Çok ama çok zor. Olabilir ama olamaması gerçeğe de akla da mantığa da daha yakın” olur...

Kasımpaşa maçından sonra, “puan cetvelinde Fenerbahçe’nin önüne geçiş” ve “ligin zirvesindeki takımların birkaç haftadır üst üste yaptıkları puan kayıpları” Galatasaray’da “şampiyonluk ümitlerinin yeşermesine” sebep oldu; “Mayıslar Bizimdir!..”
Acaba “Mayıslar ‘bu mayısta’ gerçekten Galatasaray’ın olacak mı”; bu soruya benim “bugün” vereceğim cevap; “Çok ama çok zor. Olabilir ama olamaması gerçeğe de akla da mantığa da daha yakın!..” olur… 
“Neden” denirse; öncelikte altının çizilmesi gereken sebep “Yıllardır ilk defa karşılaştığımız bir zirve tablosunun olması. Yedi takımlı bir şampiyonluk yarışı!..”
“Tek ya da iki rakibi geçmeyeceksiniz” mayıs sonuna kadar “geride bırakmanız gereken rakip sayısı” 6; Sivasspor, Trabzonspor, Başakşehir, Alanyaspor, Fenerbahçe ve Beşiktaş!..
Gerçi son üç haftadır, “art arda puan kayıpları yapanlar” da onlar ama “Galatasaray hep kazanmaya, onlar hep puan kaybetmeye” devam edecekler mi?..
Burada duralım ve bir başka sorunun altını çizelim; “Galatasaray bugüne kadar hangi takımlarla oynadı ve bundan sonra hangi takımlarla oynayacak?..”
Galatasaray, mayıs sonuna kadar, “şampiyonluk yarışındaki rakipleri ile deplasmanda, evinde altı maç oynayacak”; bu hafta sonundaki Malatyaspor maçını da “kayıpsız geçebilirse”, kalan 12 maçının yarısı. Zirve rakipleri ise “karşılıklı maçları, Galatasaray ile karşılaşmaları dışında yarıladılar!..”
Buraya kadar, “dışardan görünen” tabloyu yazdım; gelelim “içerdeki tabloya!..”
“Bir arada belki de beş-altı antrenmanı bile zor yapmış ocaktaki yedi transferi ile” sahaya çıkan ve de “düşme adaylarının başında gelen” Kasımpaşa önünde alınan 3-0’lık galibiyet “bazı gerçekleri” saklayamadı!..
3-0 biten ilk yarıdan sonra, hadi diyelim ki, “Alanyaspor kupa maçı düşünülerek, tempo düşürüldü” ve Galatasaraylı taraftarların tribünlerde ve TV başlarında bekledikleri “averajı, aynı puanda olunan Alanyaspor’a yetiştirecek goller” için pek istekli davranılmadı amma…
Onyekuru’nun, Linnes’in soldan getirdikleri ve sağlarında ip gibi iki üç Galatasaraylı oyuncu “gol pozisyonunda çok daha müsait olarak beklerken”, çaprazdan kaleye şut atarak kaçırdıkları gol fırsatlarına ne demeli ve hem de kaç tane?..
Aynı egoizmi, iki yanında “gol pası bekleyen onca arkadaşı varken”, ceza alanı dışından  ya da çaprazdan “karavana şutlarla harcayarak gösteren” Ömer Bayram’a ne demeli?..
“Sadece bunlar golle sonuçlandırılsa”, Alanyaspor “averajla geride bile bırakılabilirdi”; ama nerdeee?... 
Bitmedi; ya “defansta” Seri ve Lemina başta, defans oyuncularının topla ikinci bölgeye çıkarken gene yan paslar, geri paslar ile zaman kaybetmeleri ve… “Rakip oyuncular basınca” Muslera’yı bile zora sokacak kadar riske girmeleri, top kaptırmaları, çoğu zaman “şansla” topları kaptırmaktan kurtulmaları…”
Ve de Seri ve Lemina imzalı “lüzumsuz çalım gösterileri” ile kaptırılan toplar da, bu olumsuz tabloya eklenirse…
İzleyin Kasımpaşa maçının kasetini ve görün; bu “kötü alışkanlıkların” kalan 12 maçta “güçlü bir rakip önünde” takımı ne hâllere düşürebileceğini düşünün, ey Galatasaraylılar!..
Sezon başından beri “tedavi edilmeyen ve hovardaca / egoistçe yapılan bu hataları ısrarla yapanları ‘saha içinde’ uyaracak ‘gerçek’ bir kaptan ve ağabey olmadığı” (Maç oynanırken her şey kulübeden uyarılarla yönetilemez; işte Arda, bu boşluğu doldurmak için alınmalı idi; Fatih Hoca’nın saha içi sağ kolu olacaktı) için devam eden zaaflar, “Mayıslar Galatasaray’ın” sloganını sarsıyor ve “gerçekleşme” zorlaşıyor!..
Tablo ortada; Trabzonspor kopup gitmezse “Bu mayıs kimin” sorusunun cevabını bulmak için ligin son haftasının son maçının sonunu bekleyeceğiz, galiba!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.