Cumhuriyeta düdu ya Hûn Bi Xêr Hatin!

A -
A +
Güncel siyasi konular hakkında değerli fikirlerini sık sık benimle paylaşan, Dünya Demokrasi Hareketi Genel Başkanı Bayram Zilan'ın gözüyle Diyarbakır'a bakıyoruz; 1999'un Şubat'ında "Kürtçe şarkı söyleyeceğim ve bu şarkıya bir klip çekeceğim" deyince salonda kıyamet kopmuş, küfürler havada uçuşmuş ve sözün sahibine çatal/bıçaklar fırlatılmıştı.
O gece 10.Yıl Marşı'yla kutlamalar yapanların tek hedefi Kürtçeyi ve dolayısıyla Kürtleri linç etmekti.
Ocak 1946'da tarihteki ilk Kürt Devleti olan Mahabat Kürt Cumhuriyeti'nin kurucusu olan, kuşaklar boyu Kürtler için mücadele eden ve Kürtler üzerinde çok derin izler bırakan aşiretin liderinin vârisi için 2007'de Büyükanıt, "Ben onlarla görüşmem kim görüşürse görüşsün" demiş, o güne kadar süregelen devletin soğuk ve aşağılayıcı tavrının hiç değişmeyeceğini "Azim ve kararlılıkla" göstermişti.
...
1970'lerin başında, Kürtçenin yasaklı olduğu bir dönemde, elinde sazıyla genç bir delikanlı çıkmıştı sahneye.
Söylediği stranlar, yaktığı ağıtlar, yasaklardan ve baskılardan bıkmış Kürtler için derin bir soluk, parlak bir ışık olmuştu.
1975'lerin başından itibaren konserlerde söylediği Kürtçe şarkılar yüzünden polis sürekli peşine takılıyor, her konseri takip ediliyordu. Kasetleri el altından gizlice satılıyordu. Baskılardan dolayı sanatını Türkiye'de icra edemeyeceğini anlayınca, 1976'nın ortalarında bir sabah, geri dönme umuduyla doğduğu toprakları bırakıp yurt dışına çıktı.
...
Ahmet Kaya, Mesud Barzani ve Şivan Perwer..
Direnişin üç sembolü, Kürt realitesinin kabulündeki en önemli yapı taşları. Diyarbakır, hafta sonu bu üç ismi ağırladı.
Şüphesiz Kürt tarihini bilenler, bu üç ismin dünyanın önemli siyasal merkezlerinden bir tanesi olan ve bütün Kürtlerin yüzünün çevirili olduğu kent olma özelliğini taşıyan Diyarbakır'da sahneye çıkmasının Kürtler üzerinde bırakacağı derin etkiyi de bilir.
...
Şivan, Barzani ve (gıyaben) Ahmet Kaya'nın çıktığı o sahne, aynı zamanda 2. Cumhuriyet sahnesiydi.
Diyarbakır surları bu kez; kasetleri gizli gizli satılan bir ozanın ilk kez Şal-u Şepik'li Kürt Halk Ozanı Şivan Perwer olarak tanındığı, yıllarca Kabile Reisi olarak tanımlanan kişinin Irak Kürdistan Yönetimi Başkanı olarak tanımlandığı, "Kürtçe klip yapma isteği"ni hayatıyla ödeyen kişinin bizzat devlet tarafından pişmanlık ve utangaçlıkla yad edildiği bir fotoğraf karesine şahitlik etti.
...
Hiç şüphe yok ki bu fotoğraf karesi, 80 yıl sonra Dicle'nin tekrar kendi mecrasında akacağını müjdeliyordu.
Bir ırmak, yatağını bulduğu an artık geriye dönüş yoktur, o, kendi yolunda akar gider.
1. Cumhuriyetin bütün 'ötekileri' artık bir bir 'öz'leşiyor. Kürtler, Doktor, Vali, Kaymakam, Bakan olabildikleri -kendi- ülkelerinde artık Kürt de olmaya başladılar. Türkiye'nin temel problemi de budur aslında.
Bu ülkenin bütün farklılıklarının "Oldukları gibi" kabul edilmesi, tanınması, hak ve hukuk çerçevesinde eşitlenmesi problemidir bütün mesele.
...
Diyarbakır'daki sahnenin anlamı da budur. Şivan Perwer, Şivan Perwer olarak, Mesud Barzani Mesud Barzani olarak, Ahmet Kaya da Ahmet Kaya olarak, oldukları gibi, kendi kimlikleri, statüleri ve aidiyetleriyle tanınmış, tanımlanmışlardır.
Bu tanımlama 1. Cumhuriyetin sonu demek. Vatandaşını "Olduğu gibi" görmek yerine, sanal hafızasında kurguladığı "Makul portreye" benzetmeye çalışan "Mühendis devletin" sonu demek.
...
Bu son, bir başlangıçtır aynı zamanda. 1. Cumhuriyetin başaramadığı 'Gerçek demokrasi'nin başlangıcıdır.
Gasbedilen hakların tamamının iade edilerek 76 milyonun eşitlendiği Yeni bir Türkiye'nin başlangıcıdır.
Bu Yeni Türkiye'nin tarifini şöyle yaptı Başbakan:
"76 milyonun bir olduğunu, beraber olduğu birlikte büyük Türkiye yeni Türkiye olduklarını göreceğiz. Hiç endişeniz olmasın. Yeni Türkiye'de ayırımcılık, öteleme, horlama olamaz."
Gün artık, silahların gölgesinde değil, demokrasinin gölgesinde söz söyleme günüdür. Gün, 23 Nisan 1923'ün ertesi günüdür. Tarih: 24 Nisan 1923'tür. Bugün, sınırsız bir kardeşliğin, eşit ve 1.sınıf vatandaşlığın ilk günüdür.
...
Bu an; 600 yıl kendi mecrasında akan bir ırmağın, 80 yıl süren mühendislik hesaplarına, laboratuvarda üretilmiş suni yataklara ve sanal yollara rağmen, tekrar kendi mecrasında, kendi yatağında ve kendi yolunda akmaya başlamasının ilk an'ıdır.
Artık sabah, cenazelerin ardından dökülen gözyaşlarının değil, barış gözyaşlarının toprağa düştüğü sabahtır.
Bunun adı 2. Cumhuriyet, 1. Demokrasi'dir.
Avrupa Birliği'nin yolu Diyarbakır'dan geçecek mi bilmiyoruz.
Ama bildiğimiz bir şey var.
O da geçen hafta demokrasinin yolunun Diyarbakır'dan geçtiğidir.
2. Cumhuriyete hoş geldiniz.

FACEBOOK
http://facebook.com/omersoztutan

Dersanelerin kapatılması derken;
Dershanelerde asgari ücretle kötü şartlarda çalışmak zorunda bırakılmış binlerce eğitim fakültesi mezununun çok da umurunda olmayacak icraat gelir aklıma...
(...Özge Demir)

Pantolonu ile uzay çağındaki teletabilere, üstü ile ağır motosikletçilere benzemiş Bülent Ersoy'u gördüm. Yalnız beni asıl endişelendiren bel çantasından bir cep telefonu çıkması. Bodrum yandı mı bilmem ama benim devreler yandı.
(...Erdal Terzi)


TWİTTER
@omersoztutan

iPhone şarjıyla 1 gün idare edebilen adamı Maliye Bakanı yapsınlar, dış borç falan kalmaz...
@uusluu

Bi kaç tweetini okuyunca insanları çözen, yargılayan, karalayan bir nesil yetişmese; twitter güzel yer aslında...
@acarmatrix


INSTAGRAM

-M.Ali Erbil'i "Eve giren barış güvercini" paylaşımı ile görüyoruz. Bugünlerde çok da şaşırmamak gerek!...


Öğrendim ki;

"-Sınırlarını zorlamak mecburiyetinde kalmadan, sınırlarını bilmiyorsun..."

WhatZAP

ÜMİT OZAT: Hocam Rasim Ozan, Aslan'a mı benziyor?... Saçlar yele gibi falan?...
AHMET ÇAKAR: Yok... Sırtlan'a benziyor...
...
RASİM OZAN: Ben Fenerbahçe düşmanı değilim...
AHMET ÇAKAR: Rasim, sen Fenerbahçe düşmanı değilsin... Sen katıksız Fenerbahçe düşmanısın...

(...BEYAZ TV / Derin Futbol)


KRAMPON
YAPILAN ankette taraftarların yüzde 67'si Volkan'ı takımda görmek istemedi. Volkan mikrofonlara konuştu; "Zorla tuttuğum yüzde 50 var, onları evlerinden aldırırım..."
BEŞİKTAŞ, Almeida'ya karşılık Barcelona'dan 2 kamyon Messi'nin büyüme hormonlarından talep etti...
EMENİKE'ye tepki gösteren Fenerbahçeli taraftarlar, Nijeryalı oyuncunun adının ilk 3 harfini sildirmek için Fenerium'lara hücum etti...

Kapak konusu!

Kapak konusu, miğferlerimize çiçek ekmeyi öğrendiğimiz Uygur'dan geliyor...
"Kan grubum vatan haini olmayan herkese uyar" diyen Nejat Uygur'dan;
"-Bu ülkenin esprisi, koca koca adamlar üç genç fidana kıydığında bitti..."


NE ÇEKTİN BE!
 
Uyarı!..
Denizli'de damat tarafının mizah anlayışını böyle görüntüledi Asa Ağzıkara... Sahaya çıkmadan yenilgiyi kabullenmiş bir damat modeli...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.