İnsan olmak!

"Kimsenin kimseden emin olmadığı, ama herkesin kendinden emin olduğu bir zamanda yaşıyoruz" diye anlatıyor şimdiki zamanda insanı, arkadaşımız Mustafa Ali Aykol...
O, "Modern Hayatın Gölgesinde İnsan" demiş, ben bütün yazıyı başlıkta özetlemeyeyim diye, "İnsan olmak" diye kısalttım...
...
Yarınlarımız için, bugünlerimizi feda ediyoruz. Zamanlarımızı aklımızdaki gelecek için harcıyoruz.
Ve hiçbir zaman dönüp de boşa giden zamana bakmıyoruz. Bugünlerimiz aslında dünlerimizin yarınları olduğu halde biz hep yeni "yarın"lar arıyoruz.
...
Kimsenin kimseden emin olmadığı, ama herkesin kendinden emin olduğu bir zamanda yaşıyoruz.
İnsanları tanıdıkça yalnızlığımızdan daha da mutlu oluyoruz.  Yalnızlığımız artarak ilerlediği halde biz  yeni kişiler bekliyoruz. Herkesten vefa beklerken, hiç kimseye vefa göstermiyoruz. Saygı ve sevginin insan kimliği üzerindeki rolünü unutuyoruz.
...
Sürekli bir şeylerden korkuyoruz ya da korkma ihtiyacı duyuyoruz.
Bir şeylerin sis perdesini o perdenin altında her ne varsa, ondan daha çok seviyoruz.
Ne olduğu hakkında fikrimiz olmayan imgelerden korkuyoruz, korkutuluyoruz.
...
Tiyatro oyunlarını izliyoruz bazen. "Tiyatro abartma sanatıdır" diyoruz ya hani.
Bakıyoruz ki artık tiyatroların gerçek hayattan bir farkı kalmamış. Oyuncular mı bu kadar iyi rol yapıyor, yoksa insanlar mı daha iyi oyun oynuyor?
Bu yüzden mi artık herkes rol yapıyor.
Dönüp bakıyoruz kendimize, kendimiz sandığımız kişiye, anlamlar yüklediğimiz kendimize.
"Hayat replikleri çalınmış bir tiyatro sahnesidir" diyor, modern çağın gölgesindeki bir yazar...
Ve hâlâ korkuyoruz... Ve hâlâ bekliyoruz... Ve hâlâ uyuyoruz...
Bizim pano...
NAMİ Abi'nin Aziz Yıldırım tarifi; "Aziz Yıldırım 87 kiloysa, 85'i yürektir..."
...
TURGAY, Murat'a çıkışıyor; "Olum ya sabırlı ol, ya da beni sabırlı olmam gerektiğine ikna et..."
...
EMİN; yıllık iznini kullanırken kazara işe geldiği günlerin iznini kullanmak için izne ayrıldı...
Ana Kumanda...
(...TV 8 / Bay Tahmin)
SEYİRCİ; Abi biraz da İskoçya liginden tahminler verseniz olmaz mı.?..
MURAT ÖZARI: "İskoçya ligini İskoçlar bile izlemiyor, boşver sen onu...
SEYİRCİ: Ama bana lazım abi...
MURAT ÖZARI: Verdiğimiz ligler neyine yetmiyor?...
ÖĞRENDİM Kİ;
"-Düşmekte olan bir şeyi tutmaya çalışmak, ona daha çok zarar veriyor..."
Kapak konusu
Hipnoz ve Bilinçaltı Değişim Uzmanı Mehmet Başkak, Twitter'da kitlesel hipnoz yapıldığını söylemiş...
Şu tribünlere de bilimsel bir isim koysak süper olur...
Xxx
Parti araştırma komisyonu; "CHP iktidarda olsa, Türkiye 20 sene daha ilerde olurdu..."
Ben CHP'den sonrasını okumadım...
KRAMPON
BEŞİKTAŞ'ta bir türlü sakatlanmayan Olcay ile ellerinde beyzbol sopası bulunan kulüp doktorları bir ara sokakta görüntülendi.
...
MANCİNİ'den problemsiz bir şekilde kurtulmak isteyen G.Saray yönetimi, geçici bir süreliğine Süleyman Hurma'yı göreve getirdi...
...
G.SARAY Genel Sekreteri: "Galatasaray gibi oynarsak yenilmeyeceğimiz rakip yok..."
Nostalji...
Amiri yeni mezun polis Temel'i denemek için ona "İzinsiz gösteri yapan bir topluluk bul, kalabalığı dağıt bir görelim" demiş...
Genç Temel, epey arayıp yol kenarında bir kalabalığı tespit edince hemen megafonu eline alıp, "Dağılın.. Size söylüyorum dağılın" diye bağırmış...
Birkaç kişi hareketlenmiş, "Oradan çekilin diyorum size" diye sert bir komutla tekrarlamış...
Miğferini giyip plastik kalkanı ile kalabalığı ittire ittire herkesi dağıtmış...
"Nasıldım" demiş genç polis amirlerine doğru dönüp gülümseyerek...
"İyiydin, iyi de" demiş yaşlı amiri somurtarak;
"-Otobüs durağını niye dağıttın sen onu açıkla!.."
Affetmek...
"-Eğer bir şeyi bütün olarak görebilirsen, hep güzelmiş gibi görünür.
Gezegenler, hayatlar...
Ama yakından bakıldığında bir dünya yalnızca toz ve kayadan oluşur...
Günden güne hayat daha da zorlaşır, yorulursun, ritmi kaçırırsın...
Uzaklığı ararsın-ara vermeyi.
Dünyanın ne kadar güzel olduğunu görmenin yolu, onu ay gibi görmekten geçiyor...
Hayatın ne güzel olduğunu görmenin yolu, ölümün bakış açısından bakmaktan geçiyor..."
(...Ursula K. Guin)
Bakiyeniz yeterli değil...
(...Kadınların nefret ettiği cümleler; Cüneyt Taşdemir'den)
-Kim soktu bunları senin kafana?...
...
-Bu kıyafet seni daha da kilolu göstermiş!...
...
-Sana kendimi affettireceğim...
...
-Giymediğin ayakkabıları neden birine vermiyorsun?...
...
-Nee! Yine mi annenler geldi?...
...
-Sana değil onlara güvenmiyorum...
...
-Akşama kadar evdesin ne iş yaptın da yoruldun?...
...
-Sıkma canını, hallederiz...
...
-Çok duygusal davranıyorsun!...
...
-Tıpkı annem gibi konuştun!

TERS AÇI
"-Gerçek başarı..."