Gençlik...

“-Bir bilim adamı birçok kitap bilir; iyi eğitimli bir insan bilgiye ve yeteneklere sahiptir; aydınlanmış bir insan hayatının anlamını ve amacını anlar....
Sınırsız sayıda farklı bilim vardır, fakat bir temel bilim olmazsa – ki bu bilim de hayatın anlamı ve insanlar için iyi olan şeydir – diğer bütün bilgi biçimleri ve sanat gereksiz ve zararlı bir hâl alır...
Tüm zamanların en akıllı insanları tarafından gerçekleştirilen hayat anlayışının aksine, bizler anlamsız bir hayat yaşıyoruz.
Bunun sebebi ise genç nesillerimizin yanlış bir yolla eğitilmesi...
Farklı bilimleri öğreniyorlar fakat hayatın anlamını öğrenmiyorlar...
Gerçek olan tek bilim bir insanın hayatını nasıl yaşaması gerektiğinin bilgisidir...
...Ve bu bilgi herkese açıktır...”
(...Lev Tolstoy)

Ayaküstü...

(...20 yıl sonra uyanırsak)
Tren kazası geçirdikten sonra komaya giren Polonyalı bir işçi 19 yıl
sonra uyanmış ve gördüklerine çok şaşırmış...
Acaba bir Türk vatandaşının başına aynı olay gelse ne olurdu?...
...
X Bitkisel hayattan çıkan vatandaş, Acun Ilıcalı’nın “Vekiller’le Ötekiler” başlıklı Survivor’ına şahit olurdu...
X Ak Parti dışında bütün partiler; Ak Parti ile aynı dili konuşur, ama Tayyip Erdoğan’a karşı olurdu...
X Galatasaray, Lucescu’ya transfer teklif etmiş, Lucescu da düşünüyor olurdu...
X Türkiye, AB’ye üyelik için önüne konulan şartları yerine getiren Türkiye’ye akla gelmedik yeni şartlar arıyor olurdu...
X Çocuklar Duymasın’ın Duygu’sunun örgü örerken, Futbolcu Sabri’nin mangal yaparken, Seniz Seki’nin koğuş değiştirirken görüntüleri yayınlanırdı...
X Emekliliği gelen Tayyip Erdoğan’ın yerine; saraya karşı çıkanlar saraya çıkmaya, “Seni başkan yapmayacağız” diyenler başkan olmaya çalışırdı...

Öğrendim ki;

“-Namerdin silahı, iftiraymış...”

Ana Kumanda

(...SHOW / Magazin)
MUHABİR: Yatarken de süsleniyor musunuz?...
BÜLENT ERSOY: Ben senelerdir her gece hafif pembe bir ruj sürer öyle yatarım... Bu insanın kendine olan saygısının ifadesidir...
Xxx
(...ATV / Evlen Benimle)
STÜDYO KONUĞU: Bursa’dan geldik, beni destekleyen 900 kişi de dışarda...
ESRA EROL: Bir de sen buradasın, etti bin kişi...
Xxx
(...TV 8 / Survivor)
ACUN ILICALI: Önümüzdeki haftalarda daha iyi performans bekliyorum...
SEMİH: 4 kulağımı da açıp, sizi dinliyorum...

KRAMPON
SON DAKİKA… Kemal Kılıçdaroğlu; “Ramazan ayında şeytanların zincirlerle bağlanmasını asla doğru bulmuyoruz...”
(...Reva)
...
FLAŞ... Şehit cenazesinde yine protesto edilen Kemal Kılıçdaroğlu; “Katıldığımız terörist cenaze ve taziyelerindeki olgunluğu görememek bizi üzmüştür”...
...
FELİPE Melo Galatasaray’a mesaj gönderdi: “Hâlâ pitbull gösterisi yapacak kondisyondayım, tükürük bezi çalışmasına hiç ara vermedim...”
(...Ömer_ce)
...
G.SARAY resmî sitesinden yapılan “Birileri güçlü Galatasaray istemiyor” açıklamasına PES’ten cevap: “Hiç bize bakmayın Sabri’nin gücünü bile 85 yaptık...”
(...Krampon)

Bizim pano

Haftanın olayı; ramazandan bir gün önce Özkan’ın bisiklet turu oldu.
Marmara Evleri’nden başlayıp, Kumburgaz’a varan 12 kişilik grupla yapılan sabah sporu...
Grup, “Haydi rekor deneyelim” diye pedallara basar ve yokuş aşağı söz konusu hedef noktasına varır.
Ancak bir dönüşü vardır bunun ve o biraz maceralı geçer.
İlk yokuşta Özkan’ın bacakları kopma noktasına gelir, diyor ki “Abi bırak sürmeyi nefes alacak hâl kalmadı”...
Gruptakiler (kızlar dahil) basar gider, Özkan tek başına kalır dağın başında...
Oradan geçen minibüslere el eder, durmaz, taksileri çağırır almaz...
En son Marmara’dan korsan bir taksiyi arar ve sabah başlayan spor akşam saatlerinde 40 liraya mal olarak biter...
“En iyisi sitenin etrafında turlamak” diye yeni bir kararla spor hayatını sürdürür...

Temel bir gün...

Temel, Alman ve Fransız bir yarışmaya katılacaklarmış... Yarışmanın adı “Maymun Konuşturma Yarışması”...
Fransız maymunun önüne 10 kasa muz dökmüş konuşmamış... Alman 5 kasa dökmüş konuşturamamış...
Sıra bizim Temel’e gelmiş... Temel içeri girerken bekçi sormuş, “Kasa kasa muzla konuşmadı da 1 muzla mı konuşacak?...”
Temel muzu soymuş, bir ısırmış, iki ısırmış,, üçüncüsünde maymun dayanamamış;
“-Abi gözünü seveyim, orayı da bana bırak?...”