F.Bahçe’nin ışığı Emre

A -
A +

Futbolun yazılı olmayan kuralıdır. Teknik direktör değişikliği yapan takımlar özellikle ilk haftalarda ekstra motivasyon kazanırlar. Denizlispor, yenildiği karşılaşmalarda dahi ‘vasatın üzerine’ çıkan bir ekipken, Mehmet Özdilek’le havasına hava katmış olması kaçınılmazdı.
Ama...
İşte o ‘ama’ hikâyeyi başka türlü yazdırıyor.
Emre Belözoğlu’nun varlığı dahi Fenerbahçe’yi fena hâlde ateşliyor.
Doğrusu, ‘çatlak’ kaburgasının üzerine formasını bu kadar çabuk geçirmesi beklenmiyordu. Son iki antrenmanda oynayacağının sinyallerini verip, Denizli’ye gidince “Tamam” dedim.
Emre’ye yöneltilen “oynayabilir misin”     sorusunun cevabı net çünkü…
Oynar.
İyi - kötü bir yana, Emre Belözoğlu sahadaysa, takımı oynatıyor aynı zamanda...
Siz deyin ‘maymuncuk’ ben diyeyim     ‘ambulans’!
Saha içinde hem her kilidi açıyor, hem nerede sorun var orada bitiyor.
Nitekim Emre çıkınca Fenerbahçe loşlukta kaldı.
Şansı, skoru iki farklı almış olmasıydı.
Doğru; top ağırlıklı olarak Fenerbahçe’deydi. Ne var ki, özellikle -dağılmamak adına-     oynatmamayı tercih eden takımlar, temponun yükselmesine izin vermiyor. Bu da ‘seyir zevki’ anlamında futbolseverin yüzünü ekşitiyor.
Tesadüfler gol yardımında bulunmayınca genellikle -kaliteli- takımlar öyle ya da böyle golü bulup, istediğini cebine koyarak evlerine dönüyorlar.
Nitekim öyle oldu. Tolga’nın golü Fenerbahçeli futbolcuların üzerinden ‘endişe’ tozunu silkeledi.
Sonrasında ‘kısmen’ Fenerbahçe ne istediyse o oldu.
Maç biz seyirciler için de izlenir hâle     dönüştü.
Sonra bir şey daha oldu.
Mehmet Özdilek takımına ofansif anlamda dokundu.
Denizlispor umutlandı ama yükünü tutan ‘büyük takımı’ çelmelemek mümkün     olmadı.
Böyle başlamamak ‘korku’ ise, bir kez daha gördük ki ecele faydası yok.
Dikkat çekici önemli nokta, Fenerbahçeli futbolcuların ‘ceza alanına’ kalabalık gelmesiydi. (Atılan iki golde de en az dört Fenerbahçeli futbolcu vuruş yapmak için bekliyordu)
Doğrusu fark iki olduktan sonra Denizlispor’un pek de şansı kalmadı.
Yine de ‘en azından’ heyecan için alkışı hak ettiler.
Şöyle bitireyim.
1- Hasan Ali’nin dönüşüyle Fenerbahçe’nin sol yanındaki ağrıları azalır. Rodrigues ‘şimdilik’ beklentilerin altında ama sinyaller iyi.
2- Serdar Aziz doğru tercihti. Yeni transfer gelmeyecekse, Fenerbahçe’nin stoperlerinden biri Serdar Aziz olmalı.
3- Tolga Ciğerci yine golünü attı ama soru işareti aklımda kaldı. “Orada Deniz Türüç oynasa?”
4- Ozan Tufan’ı tebrik ediyor ve tüm     futbolculara ‘motivasyon örneği’ olarak     gösteriyorum.
5- Oyun Jailson’u çağırıyordu. Ersun Yanal belki biraz daha erken duyabilirdi.
6- Emre Belözoğlu çıktı ve sanki Fenerbahçe’nin görüntüsü ‘loş’ oldu. Ersun Yanal başka ‘imdat’ kolları da bulmalı...

MAÇIN ADAMI:  Emre Belözoğlu

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.