BURAKmadık

Sıkıntılı da olsa kazanmak, üstelik grubun favorilerinden Hollanda'yı devirmek iyi bir giriş oldu. Nasıl başlarsan öyle gidermiş ya, yolun sonu Katar olsun.
Derler ki; "Futbolda şans yoktur."
Bence var...
Burak Yılmaz'ın 'pis burun' vuruşunda, topun Avrupa'nın en iyi savunmacılarından biri olarak gösterilen De Ligt'in eline çarpması 'şans' değil mi?
Ne de güzel oldu.
Böyle maçlarda erken öne geçmek büyük avantaj.
O gol 'kendine güven' aşısıydı.
Öyle bir enerji koyduk ki ortaya, uzun süre Millîlerin her adımı "zangır zangır" salladı Hollanda'yı.
* * *
Sıkıntılı geçen karşılaşmayı kazandığımız için rahat yazıyorum.
Şenol Güneş'in  on bir tercihini 'doğru' bulanlardanım.
Özellikle Zeki - Yusuf ve Burak'ın aynı anda başlaması, 'birlikte oynama' avantajını artıracaktı, öyle oldu.
İtiraf etmek gerek, skor üç olduğunda bile, objektif gözle bakıldığında görüntü netti.
'Kazanan haklıdır' ama topu bu kadar Hollanda'ya bırakan oyun, aslında fazlasıyla risk barındırıyordu.
* * *
Burak, topu rakibe bırakan oyun anlayışında belirleyiciydi.
Öyle bir zamanda yeniden sahne aldı ki, içimizde gittikçe rahatsız eden "Acaba?" sorularını kucaklayıp, savurdu attı...
Hollanda’ya dört atarken, neyi eksik yaptığımızı gördük.
Yanlışlarımız rahat bir uyku çekmemize engel değil.
Kendi adıma yarını düşünmeyi sonraya bırakıp gülümsedim gururla...
Uğurcan’la bitireyim.
O penaltıyı kurtardı ya, damağımızda yer edecek ekşi tada da uzandı.
Teşekkürler çocuklar, teşekkürler hocam.
SON SÖZ: Şunu yazmasam olmaz. Kanat forvet olarak, hem asist hem gol katkısıyla dikkat çeken Halil Akbunar'ın kadroda olması 'skora göre' değişiklik gerektiğinde Şenol Güneş'e 'farklı seçenek' sağlardı.
EN SON SÖZ: VAR olmadan maç izlemeyi özleyenlerden misiniz? Hoş bir nostalji oldu.

MAÇIN ADAMI: Burak Yılmaz