“Sizi yürekten kutluyorum”

A -
A +
“Sabri’nin babasının kaşları çatık ve yüzü somurtkandı. Bize soğuk ve uzaktı, şaşırdım...”
 
Öğrencim Sabri’nin yaşadığı kaza ve sonrasını anlatmaya bugün de devam ediyorum...
“Babası mısınız?” diye tebessümle sordu. Doktor bey dışarı çıkınca gülümsüyordu.
“Babası mısınız?” dedi.
“Öğretmeniyim” dedim.
Doktor hayretle “ya, öyle mi” dedikten sonra “Korkacak bir durum yok, çocuk iyi” dedi.
Sevindim, şükürler ettim. İzinle içeri geçip Sabri’nin ellerini tuttum. Gözlerim buğuluydu. Uyanmış fakat yorgun görünüyordu Sabri.
Doktor, hâlime gıpta ile bakarak “Siz öğretmenleri anlamak mümkün değil, sizi babası sanmıştım, öğrenince de hayret ettim. Sizi yürekten kutlarım” dedi.
Doktorun ellerini hararetle sıkarak, minnet ve şükranlarımı ifade ettim. Sonra da Sabri’yi kucağıma alarak hastaneden çıktık. Dışarıda taksici bekliyordu. O da heyecanla bize koştu. Sevinerek Sabri’yi arka koltuğa yerleştirip yola çıktık. Doğru Sabri’nin evine gittik.
Ailesi ana babası komşuları merak içindeydi. Annesi koşarak Sabri’ye sarıldı. Ağlayarak bir şeyler anlatmaya başladı.
Ben, “bir şeyi yok telaş etmeyin, içeride rahat bir yer hazırlayın, uzansın” dedim. Sabri’nin babası üzgün ve düşünceliydi. Kendisine geçmiş olsun dileklerinde bulundum. “Şimdi okula gitmem gerek, ders bitiminde yine uğrarım” diyerek ayrıldım...
Okulda öğretmen ve öğrenciler de telaş içindeydi. Olayı anlatarak, “endişe edilecek tehlikeli bir durum yok” diye herkesi teselli ettim.
Tabii kendi geçirdiğim kan tutma şokunu önemsiz görerek anlatmadım. Son dersten sonra öğretmenlerle Sabri’nin evine gittik. Öğretmenler samimiyetle geçmiş olsun dileklerinde bulundular. Sabri iyice kendindeydi. Ancak Sabri’nin babasının kaşları çatık ve yüzü somurtkandı. Bize soğuk ve uzaktı. Bu durumu fark edince “Celil Bey bir şey mi var acaba, tavırlarınız kırgın ve kızgın gibi” dedim.
Sabri’nin babası yutkunarak konuşmaya başladı:
“Müdür Bey Sabri’yi hastaneye götürme telaşınızdan anlaşılıyor ki suçlusunuz. Sabri’nin yaralanmasından siz sorumlusunuz. Çocuğumun başına bir şey gelmesinden korkuyorsunuz. Birkaç komşu da bana 'başta müdür olmak üzere bütün öğretmenlerin ihmali var. Şikâyet et' dediler. Ne yapacağımı şaşırdım...”
Bunu duyunca ben ve öğretmenler hayal kırıklığına uğradık. Birkaç tatlı söz ve ufak bir teşekkür beklerken, böyle bir tepki bizi hayrete düşürmüştü. DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.