Ünal Bolat

"Allah'a şükür, o bize Müslümanız diye inandı. Biz de onun Müslümana olan bu inancını sarsmadık. Olduğumuz gibi görünüp göründüğümüz gibi olduk..."

"Kırk dakikalık konuşma bitti. Salonda ne olup bittiğini ise anlayan yoktu. Tam o sırada Kaymakam Bey hışımla sahneye çıkıp mikrofonu eline aldı!..."

"Ön taraftaki takım elbiseliler ayağa kalktı. Kaymakam geliyordu. İçimden ‘Demek protokol dedikleri şey bu' diyerek, ister istemez ben de ayağa kalktım..."

"Başlıyor dükkânları sıradan dolaşmaya... Kitap alan oluyor "sağ ol" diyen oluyor... Derken arastanın sonuna geliyor. Aklı sıra öbür baştan devam edecek!.."

"Silahlı taraftarlar var çevrede. Uzaktan uzağa dolaşıyorlar. Haber yolluyor: ‘Seçim ortamını ihlalden hepinizi karakola yollarım' diyorum, kayboluyorlar"

"Öğretmen olarak gitmiştim Hakkâri'ye, Muş'a, Kayseri'ye. Oralarda meslek hayatım ve köylü ile iletişimim gerçekten alınması gereken derslerle doludur!.."

"Annem sahura uyandığında dışarıya çıkıp komşularımızın ışıklarını kontrol eder, ışığı yanmayan komşu sahura uyanamamış anlamını taşırdı..."

"Pamuk ipliğine bağlı tüm güzellikler çocukluğumdan uzaklaştıkça benden kopuyordu. Ramazan ayları, mazideki en net anılarım arasındadır..."

"Bunları yazarken çok düşündüm. Bunları yazmamın sebebi sadece bir şeyleri övmek değil. Gördüğüm bazı iyi olanları anlatabilmektir..."

"Evladım hatırayı çok zor toparladım. Eskiden mektup yazardım. Şimdi hep telefon var yazmayı unutmuşum. Siz tamamlayın. Hepinize sonsuz selamlar."

"Ramazan günü... Hava sıcak... Bilmediğim trafik cezası borcumu öğrenebilmek için öğleden sonra tekrar Yayla'ya gittim. Karakola gidip durumu anlattım..."

"Dörtlüyü yakıp sağa sola rastgele araç bırakanlar, nasıl olsa trafik polisi yok diye keyifle araç kullananlar, keyfiliğin cezasını muayene günü görüyormuş!.."

"Sokağın başına gelince ikna ettim, yormak istemedim. Ben gözden kaybolana kadar gitmedi. Karanlıkta, o derin silüeti hiç gitmiyor gözlerimin önünden..."

"Narin yerinden fırladı kardeşine su getirip içirmeye başladığında çocuğun ateşler içinde yandığını fark etti. Artık dayanamıyordu ağlamaya başladı..."

"Annesinin sesi sanki inliyordu. Hızla içeriye girdiğinde onu bitkin bir vaziyette beşiğin başında buldu. Yanına koşup elini tuttu, korkuyla inledi!.."

"O günlerin acı dolu yaşanmış bir hatırasıydı bunlar... Ankara'nın gecekondu bölgesinde, yüksek bir tepede iki göz derme çatma bir evde büyümüştük..."

"Tam 100 battaniye parasını peşin gönderdim. Amcaoğlu üç gün sonra gönderdi battaniyeleri... Bir açtım baktım hiç unutmuyorum tam 77 tanesi defoluydu."

"Yaşadığımız ramazanı şerif günleri ayrı bir tat, ayrı bir manevi âlemdi. Anlatamadığım ama tadına doyamadığım mutlu günlerdi hepsi..."

"Ramazan günüydü. Akşam evde iftar ettik. Ben akşam namazını kıldım, çıktım. Benden sonra evde hanımla annem namaz sonrası çay faslına başlıyorlar..."

"Kiracımız kendi de dâhil; annesi, hanımı ve iki yavrusu enkaz altından sağ çıkmışlar. Kiracımız çocuklarını alarak memleketine gitmiş. Nasıl, sevindim anlatamam..."