Ünal Bolat

"Biz evlerimizde bir problem olduğunda ne yapacağımızı bilemeyiz. İkinci bir evlilik çoğumuz için hayal bile değildir. Allah göstermesin ayrılık olsa bunu daha düşünce olarak bile kaldıramayız."

"Cemile hâlâ bu rüyaya bir anlam veremiyor. O gün kimseye anlatmıyor ama üç gün arka arkaya aynı rüyayı görünce koşup nineme ve anneme anlatıyor..."

"O günden beri evimde bir lokma ekmeği çöpe atacak olsam, bir lokma ekmek için elini havaya kaldırıp avuçları havada bekleşen çocuklar gözümün önüne geliyor..."

"Anneciğimin vefatından yıllar sonra öğreniyoruz ki o ağanın oğlu, aradan belki yarım asır geçmesine rağmen daha yakın zamana kadar annemin aşkıyla yanıp tutuşmuş."

"Karşı taraf yalvar yakar oluyor. Araya hatırlı kimseler giriyor ama annemin gönlünü almaya kimsenin gücü yetmiyor. E karşı taraf aşiret. Zorla evlendiremezler mi?.."

"12 Eylülden üç gün sonra Yargıtay Birinci Başkanlığına seçiliyor. Kenan Evren dönemindeki kimi fotoğraflarda Yargıtay Başkanı olarak birlikte fotoğrafı vardır dayımın..."

Musul'dan Kerkük'ten söz ediyoruz... Dedem Hacı Salih efendinin kayınpederi de Musul vilayetinde Alay Emini. Hesap kitap işlerine bakıyor. Adı Seyyid Tahir efendi.

" Dedem Yüzbaşı Hacı Salih Efendi, meşhur Hamidiye Alaylarında Diyarbakır Jandarma Tabur Komutanı... Mardin o yıllarda Sancak olarak Diyarbakır'a bağlı..."

"Üç çocuğum bir de eşim... Bir rüya gibi ya... Bir kâbus gibi... Sanki sabah olacak uyanacağım. Bir rüya imiş diyeceğim. Ama bir türlü sabah olmuyor. Uyanmıyorum o kâbustan. Çünkü bu bir gerçek..."

"Ben niyetimi değiştirmeyeceğim hanım... Rızkımızdan arta kalanlardan hac paramı ayıracağım... Ama dilersen birlikte gidecek şekilde niyet edelim..."

"Eğer bunları yaşamasaydım, bu işin sonu çok kötü olurdu. Hem hapislerde çürüyecek hem Allah'ın verdiği canlara kastettiğim için ahiretim mahvolacaktı."

"Nihayet evin önüne geldik. Arabanın kapısını kalabalıktan açamadım. Birisi kapıyı açtı. İnerken eşim sarılarak ‘Mustafa'yı kaybettik' dedi. Gerisini hatırlamıyorum..."

"Telaşlanma, ben az önce yanından geldim. Hiçbir şeyi yok. Bu akşam gözetim altında kalmasını istedim, alnında ufak bir şişlik var. Gayet iyi. Konuşuyor, yürüyor..."

"Çocukları annemlere bırakıp denilen adrese gittik. Baktık ki içeride bizim zevkimize, bizim yaşantımıza, bizim hayat tarzımıza hiç uymayan bir ortam var..."

"Bu Mustafa Yardımcı, 12 Eylül öncesinde vurularak öldürüldüğünü TRT 1'de babasının ağzından dinlediğimiz Mustafa Yardımcı'nın acaba nesi olur?.."

"Hiçbir kimsem olmadığı halde ardından gözyaşı döktüğüm bu Patnos Milli Eğitim Müdürü Mustafa Yardımcı'nın bu şehitle ve bizimle ne ilgisi vardı?.."

"Hatırlayın 1999'u. Gölcük Depremi olarak kayıtlara geçti ama İstanbul'da Avcıları da vurdu geçti... Deprem sabahı ilk işim, yaptırdığım binaları dolaşıp gözlerimle görmek oldu..."

"Size böyle dua ediyoruz: Yüce Rabbimiz. Bunların ne günahları varsa affet, ne sıkıntıları varsa kolaylaştır. Ne dilerseler ver. Çünkü senin rızan için bu kadar mesafe katedip buradalar..."

"Van'da deprem olduğundan haberim yoktu. Deprem olalı üç saat olmuştu. Canciğer arkadaşım, aile dostum, aynı zamanda kankam olan iş ortağım aradı..."

Meraktan oğlumun ağzına bakıyordum: -Oğlum, şimdi usta birliğine nereye gideceksin? Başını yere eğdi. Bir saniye sonra gülümseyerek yüzüme baktı: