Sigara içmeyenlerde risk altında!

Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof.Dr. Tümer Ulus, akciğer kanseri tedavisinde cerrahi yöntemlerin hâla altın kural olarak kabul edildiğini söyledi.

Acıbadem Adana Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof.Dr. Tümer Ulus, genellikle hastaların tanı konulmasında gecikme yaşadığında tedavinin sonuçlarının da bu gecikme nedeniyle olumsuz olacağını düşündüklerini söyledi.
Hastanın doktora gitmesinde geç kalmasının en önemli nedeninin hastalığın belirtilerinin önemsenmemesi olduğunu söyleyen Prof. Tümer Ulus, sözlerini şöyle sürdürdü: "Akciğer kanserinde hastanın tanımlayabileceği belirtiler günlük yaşantımızda hepimizin başına sıkça gelen rahatsızlıklar olabilmekte. Örneğin; öksürük, ağrı, bacaklarda ağrı, zaman zaman öksürük ile balgam çıkartma, kilo kaybı gibi. Hastanın kendisi bu şikayetlerini önemli görmeyerek geçiştirebiliyor. Mesela hasta sigara içiyor ise balgam çıkartmasını bununla ilişkilendiriyor. Bu yüzden, kişinin belirli bir şikayeti olmasa bile yılda bir defa akciğer röntgeni çektirmek çok önemli"

SİGARA İÇMEYENLER DE TEHDİT ALTINDA
Akdeniz bölgesinde akciğer kanseri vakası görülme oranının diğer bölgelere göre daha yüksek olduğunu belirten Prof.Dr. Tümer Ulus, bunun nedeninin henüz tam olarak bilinmediğini söyledi. Prof.Dr. Ulus, "Bunun yanı sıra sigara içmeyi akciğer kanseri için en önemli etken olarak kabul edecek olsak bile hastaların yüzde 15'ini hiç sigara içmeyenler oluşturuyor" dedi.
Hava kirliliği ve asbestli kimyasallar ile uğraşan meslek gruplarında akciğer kanseri görülme oranının yükselebileceğini belirten Ulus, "Klasik bilgilerimize göre akciğer kanserinin başlıca belirtileri öksürük, kilo kaybı, nefes darlığı, göğüs ağrısı ve kan tükürme. Ancak bunların içinde kan tükürme oranı düşük. Oysa ki, hastanın doktora gitmesinde en büyük etken kan tükürmesi. Kalp hastalıklarından sonra en sık ölüm nedenlerinden birisi olan akciğer kanseri, daha tanı konulduğu anda hastada ölümü çağrıştırıyor. Bu yanlış algı maalesef hastaların tedavide gecikmelerine de sebep olabiliyor" diye konuştu.

GÖĞÜS CERRAHİSİ ONKOLOJİK TEDAVİYLE BERABER DÜŞÜNÜLMELİ
Ülkemizde akciğer kanseri denildiği zaman hastaların doğrudan onkoloji tedavisine gönderildiğini anlatan Prof. Ulus, sözlerini şöyle tamamladı: "Oysa gelişmiş toplumlardaki tedavi merkezlerinde oluşturulan tümör kurullarında bu kanser türü için onkolojik tedavinin yanında göğüs cerrahisi de düşünülüyor. Geçen yıllarda sadece normal bir akciğer röntgeni ile kanser tanısı konularak ameliyat olmuş hastaların uzun süreler hayatta kaldığı ve hayat kalitesinin arttığı gözlemlendi. Bu, erken tanı konulan ve kanser cerrahisi yapılabilen hastalarda uzun hayatta kalma sürelerinin mümkün olduğunu gösteriyor. Zaten akciğer kanseri vakalarında göğüs cerrahlarının birinci amacı, hastanın hayatta kalma süresinin uzatılması. Bunun yanında hastanın hayat kalitesinin yükseltilmesi de bir o kadar önemli."