Babacan: Rehavet ve taviz yok petrol yine yükselebilir

Başbakan Yardımcısı, "Bu işler hiç belli olmaz. Petrol fiyatları her an yükselebilir gibi hazır olmalıyız.'

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, petrol fiyatlarının düşüşünü ve Türkiye ekonomisine etkileri hakkında, "Bizim orta vadeli programımız 2015 yılında 102 dolarlık bir petrol fiyatı öngörüyor. 102 doların altındaki her bir dolar Türkiye'ye artı yazar" dedi. Londra'da temaslarda bulunan, petrol fiyatlarında her 10 dolarlık düşüşün Türkiye'nin cari açığına 4 milyar 400 milyon dolar katkı yaptığını hatırlattı. Babacan, "Yani 102 dolar değil de 92 dolar olursa, 4.4 milyar dolar, 82 dolar olursa 8.8 milyar dolar... Enflasyonumuza katkısı da yarım puan. Petrol 102 dolar değil de 92 dolar olursa, enflasyon yarım puan daha düşer. 82 dolar olursa, bir yarım puan daha düşer. Kabaca hesap bu. Ama biz orta vadeli programımızı değiştirmiyoruz. Biz ihtiyatlı yaptık ve o şekilde devam ediyor" diye konuştu. Petrol fiyatlarının düşüş eğilimini devam ettirmesi halinde Türkiye'nin yıl sonu cari açığının öngörülenin altında kalabileceğini fakat asıl azalışın 2015'te görülebileceğini anlatan Babacan, "Yüzde 5'in altını rahatlıkla konuşuyor olabiliriz o zaman" dedi.
Türkiye'nin yapısal reformlarını sürdürme konusunda asla rehavete kapılmayacağını kaydeden Babacan, şöyle devam etti: "Petrol fiyatları düştü, problemlerimizi çözdük, onun için artık rahatlayalım, rehavet içinde oturalım... Böyle bir şey diyemeyiz. Bu işler hiç belli olmaz. Petrol fiyatları her an tekrar yükselebilir gibi hazır olmak zorundayız. Hesabımızı, yapısal reformlarımızı da buna göre yapmak zorundayız. Kuzey Irak'la, Azerbaycan'la yaptığımız enerji anlaşmaları, yenilenebilir enerji ve yerli kaynaklara yönelmemiz, nükleer enerji Türkiye için çok önemlidir. Dolayısıyla bu politikalardan asla taviz yok. Petrol fiyatları düştü diye sevinmek için çok çok erken. Biz hesabımızı kara kışa göre yapalım, kış o kadar sert geçmezse hep beraber mutlu oluruz."


Düşen risk primi yükselen borsa!

Başbakan Yardımcısı Babacan, Borsa İstanbul'un son zamanlarda sert yükselişlerle rekor seviyelerine yaklaşmasının altında birçok farklı faktörün olduğunu belirterek şunları söyledi: "Ekonominin yeniden dengelenmesiyle ilgili çabalar güzel sonuçlar verdi. İç tüketim kontrol altında. Makul ve sürdürülebilir bir büyüme hedefi geniş ölçüde kabul buldu. Jeopolitik anlamda Irak'la ilgili riskler oldukça yükselmişti. Yeni kurulan hükümetle beraber bir miktar azalmış olacak. Suriye'de problemler devam ediyor. Rusya ve Ukrayna geriliminin büyümeyeceği beklentisi hakim. Petrol fiyatlarının düşmesi ve düşük seyredebileceği beklentisi, Türkiye'nin piyasa göstergeleri üzerinde olumlu etki yapıyor. Hepsini toplandığınızda daha düşük risk pirimi, bu daha düşük faiz ve daha yüksek varlık değerleri olarak karşımıza çıkıyor."

Saman alevi gibi büyüme istemiyoruz

Başbakan Yardımcısı Babacan, Türkiye'nin bu yıl sonunda kaydedeceği büyümenin Avrupa'nın en yüksek büyüme oranlarından biri olacağını söyledi. Babacan, "Bazı popülist hamlelerle, kısa vadede belki daha yüksek büyüme oranı elde edebilirsiniz ama bu geçici, saman alevi gibi olur. Nasıl samanı yakmaya çalıştığınız zaman birden parlar ama sonra hemen geri söner. Sonunda bir kül kalır. İşte biz böyle bir büyüme istemiyoruz. Sürdürülebilir, sıhhatli olsun istiyoruz. Yüzde 3.3 dahi bu yıl Avrupa'nın en yüksek büyüme oranlarından biri olacak. Bundan sonra eğer yüzde 4 değil, daha yüksek bir büyüme istiyorsak, bu ancak yapısal reformların uygulanmasıyla mümkün" diye konuştu.