Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A

Abdülvehhâb-ı Şa’rânî hazretleri anlatıyor:

Seyyid Ahmed Bedevî hazretleri için okunacak mevlid-i şerîf için toplanmıştık.

Ancak hiç tanımadığımız kimseler vardı aramızda.

Çok merak ettim...

Yanlarına sokulup;

“Sizi ilk defâ görüyorum. Buraya, ne maksatla ve nereden geldiniz?” diye sordum.

Cevâbında;

“Biz Hindistan'dan geldik. Gâyemiz; Ahmed Bedevî hazretlerini ziyâret ve mevlid-i Nebevîyi dinlemektir" dediler.

Sordum yine:

“İyi de, Hindistan buraya çok uzak. Ahmed Bedevî hazretlerini siz nereden tanıyorsunuz?’

O kimseler;

“Onu tanımayan mı var. Dünyânın her yerinde oturan Müslümanlar, onu tanır. Hattâ okyanusların ötesinde yaşayan Müslümanlar bile o zâtı tanır” dediler.

Ve ayrıca;

“Hattâ yalnız insanlar değil, cinler de onu tanır ve her yıl gelip, onun mevlidine katılırlar. Biz ne zaman daralsak, ondan imdât isteriz. Bi iznillah ânında yetişir imdâdımıza, diye ilâve ettiler.”

● ● ●

Bâzı sevdikleri de;

“Feyiz almak nasıl olur efendim?” diye sordular bu zâta.

Cevâbında;

“Allah dostları, yâni velîler, feyiz gelmesine vâsıtadır. Yâni o büyükler; menbadan, kaynaktan gelen suyu veren musluk gibidirler” buyurdu.

Abdüllatif Uyan'ın önceki yazıları...

ÖNE ÇIKANLAR