Hafs bin Gıyâs hazretleri Hânefî mezhebi imâmlarındandır. Son derece cömert ve dînine bağlı bir zât olup, hadîs âlimidir.
Sonra kadı oldu.
O da şöyle oldu:
Halîfe Hârûn Reşîd; Abdullah bin İdrîs, Veki' bin Cerrah ve Hafs bin Gıyâs'ı huzûruna çağırdı. Üçünden birini kadı yapmak istiyordu.
Abdullah içeri girdi.
Odaya girer girmez;
"Esselâmü aleyküm" deyip felçli gibi kendini yere attı. Garip hareketlerde bulundu. Hârun Reşîd Onun bu hallerini gördü.
Garibine gitti.
Adamlarına;
"Bu felçliyi götürün, bundan kadı olmaz" dedi. Onu götürdüler. Veki' bin Cerrah da huzura girince, parmağını gözünün üstüne koydu.
Ve Halifeye dönüp;
"Bir yıldır bununla görmüyorum" dedi. Maksadı parmağı idi. Halbuki parmak zâten görmezdi.
Planı tutmuştu.
Mecliste bulunanlar, gözüne işâret ettiğini sanıp; "Gözü görmeyen, kadılık yapamaz" dediler. Sonra Hafs bin Gıyâs geldi.
Hem çok fakîrdi.
Hem de borçlu.
Üstelik ailesi de kalabalıktı. Onun için kadılığı kabûl etti.
Nitekim kendisi;
"Allaha yemîn ederim ki, açlıktan ölecek hâle düşmedikçe kadılığı kabûl etmedim" demiştir.
İÂDE ETTİ
Bu zat bir gün hastalandı. On beş gün çalışamadı. O ayki maaşının yarısını, beyt-ül-mâl emînine gönderip; "On beş gündür çalışamadım. Müslümanların hakkıdır, iâde ediyorum" dedi.
> www.gonulsultanlari.com Tel: (0 212) 454 38 10 www.siirlerlemenkibeler.com

