Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A

Evliyânın büyüklerinden Abdullah-i Mürteiş hazretleri, kerâmet sâhibi olup, kalpten geçeni anlar ve çok cömertlik yapardı insanlara.

Şöyle ki;

O devirde fakîr biri, nâfile hac yapmak istiyor, ama parasızlıktan gidemiyordu bir türlü.

Bir gün kalbinden;

"Abdullah-i Mürteiş hazretleri, cömert bir velîdir. Bana, bir yol elbisesiyle, on beş gümüş para verse, ne iyi olur” dedi.

Böyle temennî etti.

Ve ardından;

“Bu parayla kova ve ip alır, o elbiseyi de üzerime giyer, Beytullaha giderim" dedi.

Böyle düşündü.

Tam o sırada kapısı çalındı. Koşup açtığında bu büyük velî zâtı gördü eşikte.

Çok şaşırdı!

Zîra birkaç saniye önce o evliyâyı düşünüyordu...

Elinde bir “paket” ile bir “kese” vardı hem.

Önce paketi uzatıp;

“Bunun içinde bir elbise var. Hacca gitmek istersen, bunu giyip gidersin diye düşündüm” buyurdu.

Sonra keseyi uzatıp;

“Bunda da, on beş gümüş para var, kova ve ip alırsın, bu hac yolunda lâzım olur” dedi.

Ve ayrılıp gitti...

Fakîr, gözyaşlarıyla duâ

ediyordu arkasından!

Abdüllatif Uyan'ın önceki yazıları...

ÖNE ÇIKANLAR