Hayvanları niçin incitirsin?

A -
A +
Tebriz’de yetişen veilerden Siraceddin Ömer Halveti hazretleri zamanında şehrin vâlisi ava çıkmıştı. Vâlinin önüne bir “ceylân” çıktı. Onu görünce, atını peşinden sürdü. Bir zaman takip etti fakat yakalayamadı.
Önüne “bir ırmak” çıktı.
Ama avdan vazgeçmedi.
Atını ırmağa sürdü. Irmağı geçmek üzereyken sular yükseldi ve vâli boğulmak tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. O esnada kıyıda duran Ömer Halveti, vâliye hitâben;
"Bize ait olan yerlerde hayvanları niçin incitirsiniz? Bir daha böyle yapma!” diye seslendi.
Sonra da elini uzattı.
Vâliyi kuvvetle tuttu.
Ve atıyla birlikte sahile çıkardı. Vâli bunu görünce bu büyük veliden af dileyip talebeleri arasına girdi...
● ● ●
Ömer Halveti hazretleri, talebeliği yıllarında hocasının dergâhına “odun” taşırdı. Bir gün yine dağa gitti. Yemyeşil bir yer gördü.
Her yer çimenlikti.
Çok hoşuna gitti.
Kendi kendine “Buradan daha güzel namaz kılacak bir yer yoktur” dedi.
Ve o çimenlerin üzerinde birkaç rekât namaz kıldı.
Çok zevk aldı.
Ve duygulandı!
Kendi kendine "Şu anda nice kimseler var ki gaflet uykusundadır. Ne namaz kılar, ne de günahtan sakınırlar” dedi.
Ve dergâha döndü.
Hocası onu gördü.
Ve ona bakarak "Bazı insanlar var ki, iki rekât namaz kılmakla övünürler. Hâlbuki ibâdet yapıp tövbe etmek daha iyidir” buyurdu...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.