Resulullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: "Ana babanın evladına duası, peygamberin ümmetine duası gibidir, reddolmaz."
Bir Müslüman çok başarılıysa, tuttuğu altın oluyorsa, işin temelinde, muhakkak ana babasının rızası, duası vardır, onları çok memnun etmiştir. Çünkü Resulullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Ana babanın evladına duası, peygamberin ümmetine duası gibidir, reddolmaz) buyuruyor. Bedduası da böyledir.
Din büyüklerimiz buyurdu ki:
"Kendisine dinini imanını öğreten ana babası ondan razı olmadıkça, bir kimse Allahü teâlânın sevgili kulu olamaz. İhsana kavuşma sebebi, anne baba duasıdır. Annesini üzene yapılan dua kabul olmaz. Anne baba duası almayan, bizden dua istemesin! Kendisine dinini imanını öğreten, Ehl-i sünnet itikadı üzere yetiştiren anne babasını üzen, rıza ve dualarını almayan, ölene kadar başını secdeden kaldırmasa bile Cehennemden kurtulması çok zordur..."
***
Eskiden, evliya bir zat talebeleriyle beraber otururken, dışarıdan bir talebesi gelir, bazı hususları arz ettikten sonra der ki:
Hocası, ona şu cevabı verir:
-Ben o arkadaşınıza dua etsem Allahü teâlâ kabul etmez.
Bütün talebeler şaşıp kalır, çünkü o dua isteyen, iyi tanıdıkları çok hizmet eden bir arkadaşlarıdır. Bunun üzerine, mübarek zat sözüne devam ederek buyurur ki:
- O, ana babasını üzüyor, hayır dualarını almıyor. Onların duasını almazsa Allah ondan razı olmaz. Allahü teâlânın razı olmadığı kişiye, ben dua etsem ne fayda! Peygamber efendimiz, (Ana babasının duasını almayan, Allah'ın rızasına kavuşamaz) buyuruyor, ama şu kardeşinize dua etsem, kabul olur, çünkü duydum ki, annesi ona çok dua ediyormuş. O kadar razıymış ki, "Oğlum, sana gündüz ettiğim dua beni tatmin etmiyor, sırf sana dua etmek için geceleri de kalkıyorum. Ya Rabbi, ben bu oğlumdan razıyım, sen de ondan razı ol! Onun tuttuğu taşı altın yap diye dua ediyorum" diyormuş. İşte bu kardeşinize dua etsem, elbette kabul olur...
***
Yine mübarek bir zatın talebesi, hocasına şunu anlatır:
Hocası da, "Allahü teala senden razı olsun" der ve ağlamaya başlar, talebelerin hepsi de ağlarlar...
Ahmet Demirbaş'ın önceki yazıları...