Çamurlu kaftanın sırrı!..

A -
A +
Sultan İkinci Bâyezîd Han'ın oğlu olan Yavuz Sultan Selim Han Amasya'da doğdu, ancak küçük yaşta İstanbul'a gönderildi. Şehzâdeliğinde; Kur'ân-ı kerim, tefsir, hadîs ve fıkıh dersleri yanında yüksek fen ilimlerini de öğrendi... Tahta geçtikten sonra, önce devletin iç işlerini yoluna koydu. İslâm'ı bütün dünyâya hâkim kılabilmek için Osmanlı Devleti'nin dünyânın en büyük ve kudretli devleti hâline gelmesi zaruretine inanıyordu ve kısa ömründe bu düşündüğünü de gerçekleştirdi...
Selîm Han, evliyâya çok rağbet ederdi. Zamanındaki Allah adamlarının sohbetlerine katılmayı, bulunmaz bir nîmet sayardı. Şam'ı fethettikten sonra, büyük âlim Muhyiddîn-i Arabî'nin kabrinin orada bulunduğunu ve "Sin, Şın'a gelince Muhyiddîn'in kabri meydana çıkar" sözünü kitaplarda okuduğunu hatırladı. Şamlılar kabrin üzerine çöp dökmüşlerdi. Bu yüzden kabri belli değildi. Araştırmalar neticesinde kabir bulundu ve üzerine güzel bir türbe, yanına da bir câmi yaptırdı. Böylece 'Sin'den maksadın Selîm, 'Şın'dan maksadın Şam olduğu anlaşıldı...

İlim öğrenmeye çok meraklı olan bu Padişah, binlerce cild kitap okudu. Okumaya o kadar meraklı idi ki, savaşlara gidiş ve dönüşlerinde bile yanında kitap bulundurur, müsait zamanlarında okurdu...

Selim Han âlimlere de çok değer verirdi... Mısır'ı fethettikten sonra, İstanbul'a dönüyorlardı. Adana civarına geldiklerinde, şiddetli yağmur sonunda ortalık çamur deryasına dönmüştü. Birkaç gece o havalide konakladıktan sonra, yola çıktılar... Koca Yavuz, yanı başında devrin büyük ilim adamlarından Kemal Paşazade ile beraber yol alıyorlardı. Bir ara İbni Kemal Paşa'nın atı tökezledi ve ayağından sıçrayan çamur, Padişahın üzerine bulaştı. İbni Kemal Paşa hem üzüldü hem de Sultanın bir söz söylemesinden çekindi! O anda, Yavuz Sultan Selim Hanın herkesi rahatlatan ve tarihe geçen şu sözü duyuldu:

-Bana yeni bir kaftan getirin ve bu elbisemin üzerindeki çamurları da sakın temizlemeyin! Âlimlerin atının ayağından sıçrayan çamur benim indimde muhteremdir. Öldüğüm zaman bu kaftanı kabrime koyun!.."

Padişahın bu vasiyeti, vefatından sonra yerine getirilmiş ve çamurlu kaftan sandukasının üstüne konulmuştur. İşte, türbesini ziyaret edenlerin gördüğü o kaftandır...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.