Ülkenin, milletin menfaati nerede ise, o tarafta olmak gerekir. Hakkın, doğrunun, iyinin yanında olanı taraf tutmakla suçlamak doğru olmaz.
Hiç kimse tarafsız olamaz. Bir kimseyi tarafsız davranmaya zorlamak yanlıştır. İyinin yanında olmak, kötünün karşısında olmak, yanlış değildir. Ülkenin, milletin menfaati nerede ise, o tarafta olmak gerekir. Hakkın, doğrunun, iyinin yanında olanı taraf tutmakla suçlamak doğru olmaz. Yapıcıya göre doğru ve iyi olan bir şey, yıkıcıya göre, yanlış ve kötüdür. Bunun için de doğrunun, iyinin yanında bulunan kimse, tarafsız olmamakla suçlanamaz.
İyi ile kötü, suçlu ile suçsuz, acı ile tatlı, soğukla sıcak ayrımı elbette yapılır. Dostla düşman, müminle kâfir ayrımı yapılır. Yapılmazsa, kim iyi, kim kötü bilinemez.
Her işte tarafsız olmak çok kötüdür. Hak neredeyse, ülkenin, milletin menfaati neredeyse, o tarafta olmalı...
Bir de, ısrarla tarafsızlıktan bahsedenler, kendileri asla tarafsız davranmazlar. Tarafsız olmayı da istemezler. Ancak başkaları, kendilerine muhalif olmasın da, hiç olmazsa tarafsız olsunlar diye, tarafsızlığı savunurlar...
Bunlara göre, iyiye iyi, kötüye kötü demek, tarafsızlığa gölge düşürür. Hâlbuki iyiye iyi, kötüye kötü dememek sûretiyle doğruyu örten bir tarafsızlık, ne kadar kötüdür! Tarafsıza oynadığı hâlde kötülerin tarafında olmak çok çirkindir. Bunun için, "Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol!" buyurulmuştur. Bukalemun gibi, ortama uyarak rengini gizlemek çirkindir!..
Ana baba, bir evladını diğerinden ayırmaz, ayırıyorsa demek biri iyi, diğeri kötüdür. Fâsık, salih evlat, söz dinlemeyenle, söz dinleyen evlat, bir tutulmaz.
Hakkın, doğrunun, iyinin tarafında olmalı ve tarafsız olmaktan veya tarafsız görünmekten kaçınmalı. Birkaç misal vermek gerekirse:
1- Çeteciler, birçok masum vatandaşı öldürüyor. Bu durumda, çetelerin moralini bozmak ve daha fazla insan öldürmemeleri için, hiçbir kuvvet gelmese de, (Filan çeteye karşı en yeni silahlarla mücehhez büyük ve kuvvetli bir birlik gönderildi) demek tarafsızlığa aykırıysa da, memleketin, milletin menfaatine yaradığı için uygun bir haberdir...
2- Düşmanla savaşırken, soba boruları veya kütükler, ağır birer top gibi gösterilse, bir kimse de, tarafsız olmak için, onların boru veya kütük olduğunu, gidip düşmana açıklasa, bu tarafsızlığa ihanet olmaz mı? Bunun için, (İyiliğe sebep olan yalan, fitneye sebep olan doğrudan iyidir) denmiştir.
3- Bir Müslüman, dînî bir kitap yazıyor. Her dinden bahsediyor. (Yalnız İslamiyet haktır, diğerleri bâtıldır) diyerek tarafını belli etmesi gerekirken, tarafsız olmak için, hiçbirine bâtıl, yanlış demezse, böyle "renksiz" olmanın topluma ne faydası olur ki?..
4- İbrahim aleyhisselam ateşe atılırken, karınca, ateşi söndürmek için ağzıyla su taşıyor. (Bu suyla ateş söner mi?) diyorlar. (Sönmese de, ben tarafımı belli etmeliyim, kimden yana olduğumu göstermeliyim) diyor. Demek ki, olaylarda tarafsız değil, doğrunun, iyinin tarafında olmak gerekir.
Ahmet Demirbaş'ın önceki yazıları...