Merkebin yerine gelen katır!

A -
A +

 Şabân-ı Velî rahmetullahi aleyh, on altıncı yüzyılda yaşayan Osmanlı velîlerindendir. Kastamonu'nun Taşköprü kazâsında doğdu. Küçük yaşlarda İstanbul'a giderek; tefsîr, hadîs, fıkıh ilimlerini öğrendi. Zâhirî ilimlerde yetişmiş bir âlim olarak Kastamonu'ya dönerken, Bolu'da Halvetî yolunun büyüklerinden Hayreddîn-i Tokâdî hazretlerine uğradı. Tokâdî hazretleri, kendisini ziyâret eden bu kâbiliyetli talebeyi bir müddet memleketine göndermeyip yanında bıraktı. O da senelerce hocasına hizmetle şereflendi ve tasavvuf yolunda yüksek derecelere kavuştu. Hocasının vefâtından sonra da halîfesi oldu. Kastamonu'ya giderek, halkı irşâda, yetiştirmeye başladı. 1568 senesinde vefât etti...

Şabân-ı Velî hazretleri, dünyâya hiç meyletmezdi. Kendisine sığınanları boş çevirmez; getirilen hediyeleri, kendisi zâhiren çok fakîr olduğu halde, muhtaçlara, yetimlere dağıtırdı. Fakir babasıydı... Bir gün dergâha garip bir kimse gelerek;
-Efendim, bir merkebim vardı, o da öldü. Şimdi ben çocuklarımın geçimini ne ile temin edeceğim? Ne olur duâ buyurun da, cenâb-ı Hak beni nâmerde muhtaç etmesin, dedi. Şabân-ı Velî hazretleri, bu fakir için dua etti...
O sırada bir atlı, yedeğinde bir katır ile Şabân-ı Velî hazretlerinin huzûruna varıp;
-Efendim! Bu katırı size hediye etmek niyetiyle memleketimden geldim. Lütfen kabul buyurunuz, dedi. Şabân-ı Velî, yanında duran fakîre dönerek;
-Allahü teâlânın sevdiklerine olan bağlılığın ve muhabbetin sebebiyle, cenâb-ı Hak sana, merkebin yerine daha güçlü bir katır ihsân etti. Nîmetinin şükrünü bil ki, daha da çoğaltsın, buyurdu...
Katırı getiren kimse, bu işe şaşıp kaldı ve; "Sübhânallah" dedi. Orada bulunanlar; "Niçin hayret ettin?" diye sordular. O kimse de;
-Bu katırı yarın getirecektim. Lâkin içime, "hayırlı işi geciktirme", diye bir düşünce geldi. "Bunda bir hikmet var" diyerek acele ettim, diyerek hayretini izah etti... 
Şabân-ı Velî hazretleri, hastalanmıştı. Vefat edeceğini anlayıp, talebelerini başına topladı. Hepsine ayrı ayrı nasîhatlerde bulundu. Helâlleşti. Son nefesinde Kelime-i şehâdet getirerek vefât eyledi. Kastamonu'nun Hisaraltı civarındaki türbesine defnedildi...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.