Edep; güzel terbiye, iyi davranış, güzel ahlak, hayâ, nezaket, zarafet demektir. Edep, hiçbir hırsızın çalamadığı güzel bir ziynettir.
Müslüman, edepli, görgülü, nazik, kibar, güler yüzlü olmalı, "efendim" demeden konuşmamalıdır! Edep; güzel terbiye, iyi davranış, güzel ahlak, hayâ, nezaket, zarafet demektir. Edep, hiçbir hırsızın çalamadığı güzel bir ziynettir. Edep, insanla hayvanı ayıran farktır.
Hazret-i Ömer,
(Edep, ilimden önce gelir) buyurdu.
Edepli kimselerin görgülerinden bazıları şöyledir:
Sokağa tükürmek, çöp atmak, geliş geçişe mâni olmak, tiksindirici çirkin şeyler bırakmak, görgüsüzlüktür. İhtiyar, kadın ve hastalara her zaman öncelik verilir.
Pek yavaş veya pek hızlı ve büyüklenerek yürümemelidir! Kur’ân-ı kerimde mealen,
(Böbürlenerek yürüme) buyuruldu. (Lokman 18)
İnip binerken itişmek, sıra olan yerlerde sırasını beklememek çirkin davranıştır. Gençler; yaşlılara ve hastalara yer verir. Peygamber Efendimiz,
(Büyüklerini saymayan bizden değildir) buyuruyor. (Tirmizi)
Günümüzde bazı gençler, yer vermemek için uyur numarası yapıyor, kulaklık takıp, "bir şeyler" dinliyor... Ecdada layık torunlar olmaya çalışmalıyız...
İzin almadan satıcının malına dokunulmaz. Malın görünüşünü, kalitesini bozacak şekilde ellenilmez ve bakılmaz. Fiyat konusunda fazla ısrar edilmez. Alınsa da alınmasa da teşekkür edilir...
Düğün, cenaze ve bayramda daha hassas, nazik ve kibar olunur. Görgüde, eliyle ve diliyle başkalarını incitmemek esastır... Yere ve zamana göre uygun tavır takınılır. Cenazede, cenaze sahiplerinin üzüntüsü paylaşılır, maddi ve manevi üzerine düşen yardım yapılır, teselli edici söz ve davranışlarda bulunulur...
Misafire ikram etmelidir! Peygamber efendimiz,
(Allah’a ve kıyamete inanan, misafirine ikram etsin) buyurdu. (Buhari)
Hasta ziyaretine yeni elbise ile değil, her gün giydiği elbise ile gitmelidir! Giderken meyve veya çiçek gibi bir hediye götürmek iyi olur...
Telefon eden, karşı taraf ahizeyi kaldırınca, önce kendini tanıtmalıdır! Kısa ve öz konuşmalı, dakikalarca sohbet etmemeli ve efendimsiz konuşmamalıdır!..
Konuşanın sözünü kesmek nezaketsizliktir. Hadis-i şerifte,
(Arkadaşı konuşurken susmak mürüvvettendir) buyuruldu...
Bir kimse idareci ise, elemanları etkileyerek motive edebilmeli; işlere yön verebilmeli, bir işin daha iyi yapılmasını sağlayacak tekliflere daima açık olmalıdır...
İdareci kibirli olmamalı; çalışanlara fikirlerini sorabilmeli. Verdiği karar açık ve kolay anlaşılmalı.
Yönetici, şirketine bağlı olmalıdır. Şirket bir aile sayılır. O hâlde, iş yerini sadece gelir sağlayan bir kaynak olarak görmemelidir. Şirketin menfaatini kendi menfaatinden önce düşünmeli. Merhametli olmalı, affetmesini bilmelidir... Tenkit etmemeli, kızmamalı, sabırlı ve soğukkanlı olmalıdır... Özür dileyenin özrünü makulse, kabul etmeli.
İdareci, bir personeli diğerinin yanında küçük düşürücü harekette bulunmamalı. Personelinin yanında misafiri varsa işle ilgili bir şey söylemeyip "Bir ara görüşelim" diye nezaket göstermeli...
Velhasıl, yönetici öyle davranmalı ki, eleman onu görünce ceketini nefretinden, korkusundan değil, sevgisinden iliklemeli...
Ahmet Demirbaş'ın önceki yazıları...