F.Bahçe'ye karşı ittifak mı?

Tribünlerden omuz omuza yaşanan tatlı rekabetin, bugünlerde demir parmaklıklar arasına sıkıştırılmış bir avuç rakip taraftarlarla izlenmesi bir utanç yükü olarak omuzlarımızda dururken, birden bire Beşiktaş Başkanı'nın açıklamaları ile kara leke başka boyutlara taşınıverdi. Demirören'in ligdeki G.Saray maçı öncesi, "Kupayı biz, ligi G.Saray" alsın dilekleriyle başlayan tırmanışa, bir de Adnan Polat'la yenen yemek eklenince, olay "öküz altında buzağı" aramaya geçti. Bu türlü açıklamaların ve davranışların maç günü futbolcuları nasıl motive edeceğini kestiremezsiniz. Eğer konu bu boyutu ile ele alınıyorsa, kamuoyunu ve futbolcuları yönlendirmeye pek benzemiyor. Bunun altında F.Bahçe'ye karşı bir ittifak oluşturulurken bir düşmanlık ortamı da gerçekleştiriliyor sanki. Tribünlerde seyircileri nasıl parmaklıklar arasına sıkıştırdıysak, şimdi ittifak yöntemleri ile bir başka kulübümüz saf dışı bırakılmak isteniyor adeta. Bir şampiyonluk ve kupa kazanmak için değer mi bu küçük hesaplar? Seyircileri tribünlerde parçaladıktan sonra futbol kamuoyunda F.Bahçe'yi iyot gibi açığa çıkarma çabaları yakışık alır mı? Son 15 yılda G.Saraylılarla Beşiktaşlılar arasında dost olgusu pompalandı hiç durmadan F.Bahçe'ye karşı... Bu neyin hesabı idi, bir türlü anlaşılamadı... Olsa olsa bu hesap F.Bahçe'nin başarıları karşısında meydana getirilen bir kompleksti. Şimdi bu kompleksi bir kulübün başkanı ile öteki kulübün başkan yardımcısı şu kritik günlerde herkesin gözü önünde yemek yiyerek resmileştiriyorlar gibi. Bunun adı Türk futboluna asla bir hizmet olamaz. Bunun adı asla F.Bahçe'ye karşı dostluk ittifakı olamaz. Tam tersine bütün bu çabalar F.Bahçe'yi daha da yüceltir. F.Bahçe'yi daha da güçlendirir. Özellikle bu tür girişimlerin Beşiktaş Kulübü Başkanı tarafından başlatılması bir başka boyut. Son yıllarda her girişimi başarısızlıkla biten Beşiktaş'ın yöneticileri olarak hem de başkanı olarak gündemi hayali boyutlara taşımak, koskoca bir kulübün ne açmazlar içinde olduğunu açıkça gösteriyor. Sarf ettiği sözlerin şike söylentilerine yol açabileceğini bile düşünmeden kullanması, Beşiktaş'daki vehameti bir kere daha ortaya koyuyor. Yetmiyormuş gibi yanına G.Saray Başkan Yardımcısı'nın alınması da işin cabası... Bütün bunlar asla asla F.Bahçe'yi küçültmez. Tam tersine son yıllarda ciddi gelişmeler gösteren bu külübümüzü yüceltir. Bunlar onun gelişmesini durduran, daha da büyümesini engelleyen davranış türleridir. Önemli olan tüm kulüplerimiz gibi Beşiktaş'ın da daha ileri gitmesidir. Ama bu davranışlarla, bu sözlerle değil...