Şampiyon olmanın inanılmaz arzusu G.Saray'da bitmiyor. Senenin başında 11 futbolcu ayrıldı, herkes birşeyler umdu, bu sene G.Saray biter diye. Dün akşamki lige veda maçında sanki takımdan 11 futbolcu daha gitse, yerlerine birileri gelecek, G.Saray yine şampiyon olacak gibi oynadı. Bu kolay birşey değil tabii. Futbolcular değiştikçe, yerlerine girenler birbirlerini asla aratmıyor. Atılan gollerde, taraftara verilmek istenen son maçın hediyesinde hep güzellikler vardı. Bakıyorsunuz, G.Saraylı futbolculardan birisi sanki topa rastgele vuruyor, yine bakıyorsunuz top bir başka G.Saraylı futbolcuya sanki tesadüfen ulaşmış gibi görünüyor. Gururla maçı seyrederken, bu nasıl oluyor diye hiç düşünmedim. Onlar, sistemi oturtmuşlar, onlar G.Saray'ın geleceğini adeta zihinlerine yapıştırmışlar. Tıpkı Ali Sami Yen Stadı'nın çimlerinin üzerine nakşettikleri 3 yıldız gibi... Taraftar öylesine memnun ki; hem nostalji yapıyor, hem sahada mücadele eden futbolcuları alkışlıyor... Taraftar o kadar mutlu ki; yöneticisini alkışlıyor, Lucescu'yu alkışlıyor, Hagi'ye kadar uzanıyor. Bu da G.Saray taraftarı gittikçe büyüyen kulüp imajına uygun bir taraftar olgusu veriyor. G.Saray Türk futbolunda lokomotif dedik. G.Saray, Türk futbolunu Avrupa'ya taşıyor dedik. Hepsini inanarak, kabul ederek söyledik. Birşeyi daha kabul ettik. G.Saray'ın her geçen yıl büyümesini... İster Fenerli olalım, ister Beşiktaşlı olalım, sarı-kırmızılılar buna da bize alıştırdılar. Bir kere daha kutluyoruz.