Kar yağdı mı maçın nasıl gideceğini kestirmek mümkün olmuyor. Yalnız bu maçta açıkça görünen birşey vardı, o da Mehmet Özdilek'in öğrencileri savunma güvenliğini hem taktik olarak hem de bilinçli olarak büyük bir başarıyla kurguladılar. Bir başka anlamda, orta sahada oyun üstünlüğünü Malatyasporlular daima ellerinde tuttu. Beşiktaş şanssızdı; şöyle şanssızdı... Böyle ağır bir zeminde oynaması gereken Giunti gibi, Pancu gibi futbolcuları yoktu. Tabii ki, bunlar maçın sonucu için mazeret olamaz. Ağır sahada Lucescu'nun her zaman çok iyi iş yapar diye düşündüğü iki futbolcusu Sergen ve Adrian İlie 90 dakika boyunca bir tek faydalı harekette bulunamadı. Oysa Beşiktaş, her ne kadar orta sahada Malatyaspor'un üstünlüğü de olsa bu iki futbolcuyu sık sık besleme şansı buldu. Ev sahibi takım, misafir Beşiktaş gibi gol bölgelerinde sıkıntı çekti. Daha doğrusu pozisyon bulamadı. Bunun en büyük göstergesi iki kaleciye de, Fezvi ve Cordoba'ya ciddi biçimde topun gelmemesiydi. Şampiyonluk için çok büyük önem taşıyan bu maçın puan kaybıyla sona ermesi bize göre biraz da Lucescu'nun hatalarından kaynaklanıyor. Karlı zeminde oynaması gerekmeyen bir Ahmed Hassan maçın başında oyunda yer buluyor Lucescu tarafından. Ve son dakikalarda Ahmed Hassan yerini Sinan'a bırakıyor. Tamam, kuru zeminlerde belki Ahmed Hassan tercih edilebilirdi... Ama ağır saha şartlarında Sinan, oynadığı kısa süre içinde rakip sahada dağıtıcı rolünü gerçekleştirebildi. Zaten teknik kapasiteleri yüksek Sergen ve İlie'nin eksiğini kapatmak için üçüncü bir teknik futbolcu değil, fizik gücü yüksek Sinan gerekirdi maçın başından itibaren bizce. Hakem bana göre ilk yarıda Malatyaspor filelerine giden bir pozisyonda ofsayt kararı verirken, öyle sanıyorum haksızdı. Yine aynı hakem Beşiktaş cezaalanı içinde ilk yarı içinde elle oynanan bir topa seyirci kalırken de hatalıydı. Sonuç olarak hava şartlarının belirlediği bir maçtı ve hava şartları nasıl istediyse, maç da öyle bitti.