Lucescu'nun hesapları tutmadı. Takım hem UEFA Kupası'nda hem de ligde mücadele veriyor. Buna göre, iki güçlü performansı Beşiktaş kaldırabilir mi hesaplarını yapması gereken Lucescu üst üste yanılıyor. UEFA Kupası'ndaki maçın yorumuyla, lig karşılaşmasındaki maçın yorumu çok farklı şeyler. Bir takım güçlüyse, çeşitli kupalarda mücadele veriyorsa, bu takımın en iyi onbirleriyle yapılır. Beşiktaş, en iyi onbirini birinci yarının son bölümlerinden bu yana bir türlü bulamıyor. Ahmed Hassan maçın başında mı girsin, sonunda mı girsin? Zago sağda mı oynasın, solda mı oynasın? Pancu adam yokluğunda santrfor mu oynasın, geriye mi gelsin. Hangi birini söyleyeyim? Tümer de öyle değil mi? Lucescu, 51. dakikada oluşturduğu kadroyu maçın başında oyuna sürmeliydi. Dedik ya, takım ya vardır ya yoktur. İnce hesaplar, bilemediniz bir - iki futbolcuyla yapılır. Beşiktaş'ta bir düşüş söz konusu değil. Söz konusu olan Lucescu'nun ilk yarıdaki istikrarlı iradesini artık ortaya koyamaması. Tabii İstanbulspor da şöyle böyle bir takım değil. Futbolun gereklerini her türlü felâket içinde yerine getirebiliyorlar. Beşiktaş için yaptığımız olumsuz eleştirileri İstanbulspor için söylemek mümkün değil. Aykut Kocaman'ın öğrencileri topa daha çok yakışan, teknik adamın taktiklerini daha iyi uygulayan, panik yapmayan bir görüntü verdiler. Bunun sonunda da galibiyeti hakettiler.