Ne memleket birader

Olay patladı mı herkes karga gibi üzerine üşüşüyor. Mesele şu sıralarda havalar çok sıcak. Bunun bir çok sonucu var. Bunlardan biri bu tür sıcaklarda orman yangınlarının meydana gelmesi. Şimdi sorsanız; herkesin ciğeri yanıyor. Oysa büyük bir çoğunluğun umurunda bile değil. Ormanlara şişeleri atanlar, yolculuk sırasında sigaralarını camdan fırlatanlar, piknik alanlarında kebapları götürenler... Üzüntüye geldi mi vah vah... Rahmetli Gökmen ile Meduna'nın uğradıkları felaketler de bunun gibi... Teknoloji gelişti ya; hemen sağlık kontrolleri ele alınır. Yok EKG'ler, EKO'lar falan. İçimizdeki milyonlarca insan kalplerindeki doğuştan arızalardan habersiz bedavadan yaşayıp gidiyor. Üstelik bunları EKO'larla falan da kolaylıkla fark edemezsiniz. O zaman ne olacak? İşiniz şansa kalacak... Kazın ayağı öyle değil tabii. İşi başlarken bütün koşulları enine boyuna düşüneceksiniz, en ince ayrıntılarını hesap edeceksiniz ve öyle yola çıkacaksınız. Sonra böyle talihsizlikler olunca vah vahlarla, "Sıcaktı, soğuktu" demeyeceksiniz... Biliyorsunuz Türkiye Birinci Futbol Ligi ve diğerleri Futbol Federasyonu'nun belirlediği sayıdaki takımlarla oynanıyor. Siyasi düşüncelerle, "İşte şu şehrimiz de, bu takımlarımız da liglerde yer alsın ne olur canım" deniliveriyor. Bu tip düşünceler sonuçta sıcağı soğuğu birbirine kattığı gibi liglerdeki kaliteyi de düşürüyor. Türkiye Birinci Futbol Ligi süreç içinde çeşitli düzenlemelerle oynandı. Zaman zaman gruplara ayrılarak yapıldı, zaman zaman 20 takımla gerçekleşti. Çok kısa bir süre de olması gereken 16 takımla oynandı... Şimdi 18 takımla oynanıyor lig. Bunun için işte bu ağustos sıcaklarında başlayıp haziranlara geliyor. Hesap kitap Avrupa kupaları, Dünya Kupası gibi organizasyonlar için. Eee takım sayısı fazla ne yapacaksın, kaliteye falan bakmayıp dayanacaksın ağustoslara. Bakın konu vebal almamaktır. Ne zaman oynanırsa oynansın, ne kadar sağlık taraması yapılırsa yapılsın, böyle ölüm riskleriyle daima karşılaşacaksınız. Buna çare yok. Ama bu vebalden kurtulmak, böyle bir sorumluluk altına girmemek için işi kuralına göre oynayacaksın. Siyaset falan demeyeceksin, olması gerekeni yapacaksın. Ülkenin iklim koşullarını dışlayarak, futbolun kalitesini düşünmeyerek, onun bunun baskısı ile yola çıkarsan böyle pek çok vebal altında ezilip gidersin. Sonra da bir çok aklı evvel çıkıp kırılmış tekerleğe yol gösterip durur. Severiz ya böyle anları. Onun için her kafadan bir ses çıkar durur gelecek yıllardaki acıları bekleyerek.