Eğer Rizespor'un arkasında Beşiktaş medyası olsa, bu takım kolaylıkla şampiyon olur. Cem Bâki, Okan, Zafer... Bu üçlü Beşiktaş savunmasını canları istediği zaman hallaç pamuğu gibi attı. Rıza Çalımbay, gerçekten mükemmel bir kadroya sahip. Rizespor oyun sahasını olması gerektiği gibi kullanmayı başardı. Orta sahada Fahri ve Koray takımlarını mükemmel bir şekilde kurgulamayı başardı. Gelelim Beşiktaş'a... Beşiktaş 90 dakika hiçbir varlık gösteremedi. Bunun bir sebebi varsa, o da Rizespor'un kendisinden üstün olduğu idi. Siyah-beyazlı takımın geri dörtlüsünde Emre ve Çağdaş, rakip karşısında hiçbir zaman etkili olamadılar. Sadece ilk yarıda sağ tarafta Ali Güneş Beşiktaş'ın ataklarını getiren isimdi. Onun sebebi de Beşir'in Sergen'in üzerinde oynaması, Rize savunmasının da sol kanatta boşluk bırakmasıydı. Bunların dışında Ahmet Yıldırım ve Okan, Beşiktaş'ın ne kadar eleştirilseler de, takımı ateşleyen iki futbolcusu olarak görüldüler. İbrahim Üzülmez sol tarafta çaresiz. Önündeki Juanfran'ın sahada ne yaptığı belli değil. Hücuma katkısı sıfırdı. Carew'e gelince, Sergen'le oynadığı anlarda kendisine uygun bir top asla gelmedi. İbrahim Akın oyuna girdikten sonra, biraz hareketlenebildi. Aslında kendisinin oyun anlayışına uygun hiçbir hareket olmadı Beşiktaş'ta. Öylesine enteresan ki; Beşiktaş'ın hızla oyundan çıkması gerektiği dakikalarda takımın anlaşamamış olması, gereken pasları yapamaması, taraftarını bile şaşkına çevirdi. Beşiktaş'ın penaltıdan gelen golü, sonrasında İbrahim Akın'ın attığı gol, tamamen tesadüflerden meydana geldi. Buna karşılık, Rizespor'un gollerini atan Okan, mükemmel bir performans gösterdi. Daha da önemlisi, gollerin oluş şeklinde futbolun temel kuralları yatıyordu. Özetlersek, Beşiktaş'ta yine hüsran, futbolsuzluk ve geleceğe karanlık bir bakış vardı. Bunlar ne zaman çözülür bilemiyoruz. Hakem Serdar Tatlı, karşılaşmayı başarıyla tamamladı.