Korkunun ecele faydası yok -bazı hallerde- korkutmak öldürmekten beter ediyor.. Bugünlerde ABD'nin düşmanı terör örgütleri, El Kaide vs, Amerika'yı, Amerikalıları 11 Eylül Saldırısı kadar olmasa bile, terörize ediyorlar, aşırı paranoyaya sokarak, beter ediyorlar. Her gün yeni bir şüphe kâh uçakların kaçırılarak intihar saldırıları yapılacağı, nükleer santrallerin vurulacağı, antraks veya diğer biyolojik silahların kullanılacağı veya bu sefer limanlardan teröristlerin veya küçük nükleer bombaların sokulacağı rivayet ve şüpheleri, Amerika'da adeta dehşet oluşturuyor. Şu sırada gene ikaz durumuna geçildi; El Kaide faaliyeti arttırmış, bu sefer apartmanları vuracakmış diye... Politika malzemesi Son zamanlarda bu paranoya iç politika malzemesi; "Bush, önceden 11 Eylül saldırısından haberdar mı idi. Haberi varsa niçin tedbir alıp önlememişti?" sorusu ve tartışmaları George Bush'u ve yönetimini sarsmakta. Kongredeki demokratlar ve liberal medya, Kongre seçimleri arefesinde Bush'un ve Cumhuriyetçilerin, dorukta olan prestijlerini zedelemek için, bu sorunun üzerine atıldılar; Bush'un umursamazlığını öne çıkarıp en azından idarede, istihbarat ve güvenlik örgütleri arasındaki koordinasyonsuzluğu, idarenın istihbarat bilgilerini kendilerı ile paylaşmamış olmasını eleştirmeye giriştiler. İhbarlar Bush ve yardımcıları, Milli Güvenlik Danışmanı Condoleezza Rice, filhakika, muhtelif kaynaklardan, Bin Ladin'in ve diğerlerinin Amerika'da uçak kaçırmaya hazırlandıkları şeklinde birçok ihbar ve bilgi aktığını ancak, bunlarda somut bir bilgi olmadığı ve muğlak olduğu için harekete geçmek ve etrafı telaşa vermek gereğinin duyulmadığını söylüyor, "11 Eylül ihtimalini doğrusu tahayyül edemedik" diyor. Ne var ki eski bir istihbaratçıya göre istihbarat ve güvenlik sorumlularının bütün ihtimalleri tahayyül etmeleri gerekirdi. Kaldı ki uçakları intihar uçakları olarak kullanmanın evveliyatı var. Daha önce Eyfel Kulesine çarpmak teşebbüsünden haberdar olunmuş ve engellenmişti. Daha önemlisi 11 Eylül'den önce Arizona'nın Fhoenix FBI sorumlusu uçakların intihar için kullanılacağı ihtimalini o merkeze rapor etmişse de bu bilgiye aldıran olmamış ve herhalde Beyaz Saray'a intikal ettirilmemişti. Beyaz Saray'a her gün akan yüzlerce bilgi içinde Başkanın dikkatine sunulmamış olması da muhtemel.. Beyaz Saray'a gelen bilgi ve ihbarlarda da uçak kaçırma ihtimalinden öte, kaçırılan uçakları intihar uçakları olarak kullanıp, hangi binalara ne zaman çarpılacağının belirtilmediği öne sürülüyor. Bush "Eğer böyle bir ihtimalden söz edilse idi Amerika'yı korumak için elimden geleni muhakkak yapardım" diyor. William Saffire'a göre asıl ihmalin kaynağı eski Başkan Clinton, El Kaide örgütünün ve Usame Bin Ladin'in uçaklarla önemli hedefleri vuracağı ihbarı, onun zamanında ve ona yapılmış ve Clinton da umursamamış. Filmlerdeki gibi... Daha önce bir iki Amerikan TV filminde teröristlerin uçakları kaçırıp nükleer veya alelade bombalarla Washington'un ve New York'un üzerine düşürecekleri konu edilmişti. İnsan Amerikan filmlerindeki tahayyül gücünün ve yöntemlerin teröristlere yol göstermiş olduğunu düşünmeden edemiyor. Bu tartışmadan ortaya çıkan acı gerçek, ABD'de Bush döneminden de önce, FBI, CIA vs. gibi istihbarat ve güvenlik örgütleri, Havacılık Dairesi, Muhaceret ve Vatandaşlık, Sahil Koruma birimleri, mahalli polis teşkilatları arasında tam bir koordinasyonun bulunmadığı hatta rekabet yüzünden, özellikle FBI ve CIA'nın işbirliği yapmak bir tarafa, bilgileri birbirlerinden kıskançlıkla sakladıkları. Bush, olayların ardından, "pazartesi sabahları" futbol maçları için yapıldığı gibi, ahkam kesmenin, Washington'da âdet olduğunu söyledi. Yeri, zamanı ve şekli belli olmayan yeni saldırı ihbarları karşısında somut tedbirler almak belki de deprem tehlikesi muhakkak olduğu halde yeri, zamanı ve şekli tam belli olamayacağına göre kesin ve etkili tedbir alınmasının imkansız olduğu kadar güç.