Ankara trajedisi devam ediyor!

A -
A +

Önceki yazılarımda iki tespitim olmuştu; birincisi şu idi: Özkan'ın Ecevit'ten ve DSP'den resmen kopmasından daha evvel, Rahşan Ecevit'in -o'nun etkisiyle Bülent Ecevit'in Hüsamettin Özkan'ı dışlamasının- kendi kişisel gözlem ve tecrübelerime daynarak ve hanımını iyi tanıdığım için, hiç yadırgamadığımı söylemiştim. DSP içindeki ötedenberi süregelen "Rahşan probleminin" boyutlarını, Özkan depreminden sonra, partiden kopmak zorunda kalanlar artık açıklıyor ve benim gözlemlerimi teyid ediyorlar. Ve artık daha da açıkça söylemeliyim: Rahşan hanım, kaprisli olmaktan öte aşırı paranoyaya müpteladır ve eşini öz malı gibi aşırı bir koruma altında tutar. Parti mensuplarını, milletvekillerini ve arkadaşlarını türlü sebeplerle, kendi vehimlerine göre aforoz eder.. Vefa meselesi Rahşan hanımın -maalesef, Bülent bey tarafından da zaman zaman paylaşılan- vefasızlığı biz arkadaşlarınca bilinen bir sendromdur. Mesela ikisinin de yakın okul arkadaşları olan bir çiftin çocukları, bir dönemde siyasi sebeplerle tutuklandıklarında, bu arkadaşlarımız, Ecevit'ten destek ve yardım istemek için, Ankara'ya evlerinin kapısına geldiklerinde, Rahşan hanım onları balkondan görünce Evevit'i içeri çekmiş ve görüşmelerini engellemişti. Bu olay bütün sınıf arkadaşlarının içine oturmuştu!. Sahiplenmek sendromu Acı olan Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Hanımın DSP'yi de öz malı saymasıdır... Daha da acı olan Bülent Ecevit'in aşırı nezaketinden ve giderek eşine medyun olmasından dolayı, bu garip duruma ve Rahşan Hanımın kendisine ve partiye tesahüp etmesine müsaade etmesidir. Eğer bu ve Özkan'ın bence hiç de şık olmayan bir şekilde ve gene bence, büyük bir vefasızlıkla elimine edilmesi, aile içi ve hatta DSP partisi içi bir durum olsa, gene gariptir ama şu sırada bütün Türkiye'yi hatta dünyayı ilgilendiriyor.. Dünyanın garip tecellisi; kim derdi ki okulda ve sınıftaki sıkılgan içine kapalı şair Ecevit bir gün Türkiye'de önemli bir politikacı ve lider olsun? Ama daha hayret verici olan, kim derdi ki aynı okuldaki sessiz, içine kapalı, problemli Rahşan, Türkiye'nin kaderine hükmetmeye kalksın! Rahşan hanımın ruhi durumu ve onun etkisi altındaki Ecevit'in sağlık durumu, bugün Türkiye'nin bunalımlara düşmesine, bunalımdan kurtulamamasına sebep oluyor. Ecevitlerin gerçeklerden ne kadar uzak oldukları, Başbakanın bütün görüntü ve baskılarına rağmen çekilmemekte ısrar etmesinden ve seçimlerin 2004'te yapılacağında ısrar etmesinden belli!.. MHP'nin önleyici vuruşu Gene önceki bir yazımda Ecevit'in artan rahatsızlığından kaynaklanan bunalımın, eski Yunan trajedilerinde olduğu gibi sahneye indirilen ve kargaşaya son veren bir makine ile çözülebileceğini yazmıştım. Bu makinelerden ilki Özkan'ın ve otuzdan fazla DSP'li milletvekilinin çekilmesi ise ikincisi de, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin seçimlerin vaktinde değil, 3 Kasım'da yapılması için harekete geçmesi oldu. Bu hareket blöf değil; MHP'ye karşı bazı odaklar tarafından tezgahlanan oyunları bozan, askerlikteki gibi düşmanın saldırısına tekaddüm eden bir vuruş oldu. Kimsenin bunu yadırgamaya türlü kulplar takmaya hakkı yoktur. Bundan sonra ne olacak? Koalisyon Ecevit başbakanlığında devam edebilecek mi? Koalisyon protokolüne göre mümkün ama ya pratikte? Bugünkü koalisyon DSP kanadındaki rötuşlarla bir seçim hükumeti olarak devam edebilir, seçimlere kadar gerekenleri yapabilir mi ve Türkiye'de sorunlar aylarca buzdolabında kalabilir mi? Aslında, mümkün olsa da bu veya başka, zorlama bir yapay koalisyon AB'nin dayattığı kanunları çıkarmaya çalışabilir. Ama, aslında, buna çalışmak yerine, gene bunalımlara sebep olacağı muhakkak koalisyonları getirmeyecek bir partiler ve seçim düzeni getirilebilse, bu ülkenin gerçek çıkarlarına daha uygun olacaktır. Ama görüyorum ki, bazı medya odaklarının da destekledikleri oyun planı, herşeyden önce, Çiller destekli İsmail Cem-Derviş vb. kombinezonlarla MHP'yi siyaset sahnesinden dışlamaktır. Oyunu kurallarına göre ve onların oyunlarını görerek oynayan MHP'nin direnci karşısında bu oyun içindeki oyunlar akim kalacaktır!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.