Bernard Lewis ve 11 Eylül

A -
A +

Profesör Bernard Lewis Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'den Atatürk Ödülü almıştı ve bunu hak etmişti, çünkü Türkleri, tarihimizi en iyi tanıyan ve bunun için de bütün eserlerinde Türklere sahip çıkan bir bilim adamıdır. Türkçeyi de Osmanlı Türkçesini de çok iyi bilir ve en ağdalı kelimelerle konuşur. Ama "Arı Türkçe" denen garabete hiç alışamamıştır. Marmara depreminden sonra bana telefon ederek "Memleketinizdeki hareket-i arzdan dolayı çok müteellimim, inşaallah sizin aile efradınız bir zarar görmemiştir!" dediğini hiç unutmam! Bugünlerde Türkiye'de olacağını sandığım dostum Bernard Lewis'in şimdi yeni bir kitabı onun deyimi ile "intişar" etmiş bulunuyor: "What went wrong?" (Yanlış Nerede Yapıldı?) (*) Denk düşmüş... Kitap 11 Eylül saldırısından önce yazılmış ama, metinde saldırıdan hiç bahsedilmemiş olsa bile, muhtevası ve vardığı netice itibariyle güncel olaylara denk düşüyor. Yazar, İslam Dünyası ile Batı arasındaki farkları ve mücadelenin ayrıntılarını ve Müslüman âleminin, çoğunlukla nasıl geri kaldığını, özellikle Osmanlı'da birçok yazarın, Batı'nın ilerlemesinden (Türkiye hariç) neden akamete uğradığını irdeliyor.. Şunu da belirteyim ki Lewis bu kültürler farkını irdelerken, muhtelif kültürlerin ve özellikle Müslüman ve Batı kültürleri arasındaki çatışma konusunda, Müslüman dünyasını, tarihini ve kültürünü çok iyi tanıdığı için, saygılı, Samuel Huntington gibi dogmatik değil. Zıt kamplar Lewis'e göre, İslam âleminde reform taraftarları iki zıt kampa ayrılmış; bir tarafta Batı yöntemlerini uygulamak, taklit etmek ve Batı ile uzlaşmak isteyen gerçekten reform taraftarları var, diğer tarafta da, İslam âleminin geri kaldığını kerhen kabul etmekle beraber, bunun sebebini Batılılaşarak din yolundan ayrılmak isteyen içerdeki "hainlere ve Batı taklitçilerine" yükleyenler!.. Gerçi, Lewis kitabında belirtmiyor ama, son zamanlarda Usame bin Ladin'in ve diğerlerinin, özellikle modern Türkiye'yi adeta "gâvur" ilan etmeleri aynı zihniyeti yansıtıyor. Bir netice Kitabın eleştirisini yapan yazar Paul Kennedy, Lewis'in kitabından önemli bir netice çıkarmak gerekeceğini belirtiyor: Aradaki çatışmanın sebepleri o kadar derin ki Usame bin Ladin yakalansa, El Kaide örgütü ve kolları çökertilse bile, sorun gene ortadan kalkmayacak, belki de 11 Eylül saldırısından daha çetin boyutlara varacak. Pekala ne yapmalı? Bernard Lewis'e göre bu sorunun cevabı Müslüman ülkelerin kendilerinde; Özellikle Orta Doğu'da (Türkiye hariç) Müslüman ülkeler, ya "nefret, haset, öfke ve aşağılık kompleksleri ve fukaralık" içinde kötü bir geleceğe yönelecekler ya da başka bir yol seçip (Atatürk Türkiye'sinin yaptığı gibi) enerjilerini yeteneklerini ve imkanlarını çağdaş uygarlık düzeyine erişmek için kullanacaklar... Hep haklı... Paul Kennedy, Bernard Lewis'in ne kadar haklı ve doğru yazdığını kendi bir anısı ile kanıtlıyor: Yıl 1979 başları İran'da Şah devrilmiştir. Ve o zaman da Princeton Üniversitesinde bulunan Bernard Lewis bir radyo mülakatında, zamanın bütün liberallerine ters düşen bir hüküm vermiştir: Tüm Liberaller hatta İran'ı pek az tanıyan profesörler Şah rejiminin devrilmesinden sonra, artık İran'da demokratik rejimin yerleşeceği zehabı ile umutlu ve mutludurlar. Ancak, Bernard Lewis aksini, Şahlığın devrilmesi ile İran'a demokratik bir rejimin değil teokratik bir rejimin yerleşeceğini söylemiştir. Bu yüzden de, bütün liberallerin tepkisini çekmiş, Princeton Üniversitesinde öğrenciler tarafından boykot edilmiştir. Ama Lewis o zaman haklı idi şimdi de haklı!. ...... (*) What Went Wrong? (Yanlış Nerede Yapıldı?) -Batı etkileri ve Orta Doğu'nun mukabelesi- Oxford Unıversıty Press 2002

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.