Erdoğan aday olamayacak; AB ne der?

A -
A +

Yüksek Seçim Kurulu. AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın 3 Kasım Seçimlerinde aday olamayacağına, oy çokluğu ile karar verdi. Bu arada Necmettin Erbakan'ın, HADEP Genel Başkanı Murat Bozlak'ın ve İHD Başkanı Akın Birdal'ın aday olamayacakları da karara bağlandı. Bu karar, Erdoğan'ın ve Bozlak'ın siyasi hayatının sona erdiği, AKP'nin seçimlerdeki yüksek şansının kesildiği anlamına gelmiyor. HADEP de liderinin yasaklanmasına rağmen, nasibi ne ise onu alır. Erdoğan, AKP liderliğini sürdürür ve eğer AKP iktidara gelecek olursa veya ortak olursa, dışardan, muhtemelen Başbakan yardımcısı olarak hükümette yer alır. İlerde Anayasa ve kanun değişiklikleri ile yasakları da kaldırılır. Ve mağduriyet ona da partisine de yarar. Hele başvurduğu AIHM de lehinde karar verirse, o da caba! Bence... Ben, şahsen AKP'nin, şu veya bu şekilde iktidara gelmesine ve Erdoğan'ın Türkiye'nin iktidar ve istikbalinde söz sahibi olmasına karşıyım. Ne derse desin. Kostümleri ne kadar şık olursa olsun, AKP Genel Merkezinin dekoru ne kadar, -yabancıları etkileyecek kadar- modern olursa olsun, söylemleri de artık, ne kadar farklı olursa olsun, değiştiğine değişebileceğine inanmıyorum. Geçmişteki tecrübelerinden muhakkak ders almıştır, dilini tutacak, dikkatli konuşacaktır ama kökten değişmeyecektir. AKP tabanının da değişemeyeceği gibi! Değişmek bazı düşünceleri revize etmek mümkümdür ama yerleşmiş kanaatleri bundan evvelki eylem ve söylemlerinden aşikar olduğu üzre, benliğine işlemiş olan bir kişi ve bütün kanaatlerini bir anda, bir tarafa atabilir mi? Kendimden örnek vereyim; bütün hayatım boyunca milliyetçi ve komünist karşıtı, siyasi liberalizm aleyhtarı olan ben şimdi bir partiye girmek için "Değiştim, solcu veya liberal oldum" desem kim inanır? Paradokslar Ancak bunları söyledikten sonra, paradoks olsa bile, "Erdoğan keşke aday olsa idi ve de AKP bırakın iktidara gelse idi" diyorum. Zira mağduriyeti, AKP'nin iktidarının önlenmesi bir kısım amme vicdanında bir ukde olarak kalıp zarar verecektir. AKP'nin, aslında Selamet-Fazilet-Refah tecrübelerinden farklı olmayacak tecrübesi, çok acı olsa dahi, bu ukdenin kalmaması için, galiba, bu tecrübeden geçmesi ve bir çıban başından kesin olarak kurtulması gerekecek. Eğer tecrübelerden ve tarihten ders almak yeteneğimiz kalmışsa!.. Paradokslar çok; bakın AB bağımlısı liberallerimizin bu konudaki görüşleri de çelişkili ve ikircikli. Bir tarafta AB'ye siyasetimize ve demokrasimize ipotek koymak hakkını tanıyanlar, AKP (veya MHP) iktidara gelirse bizi AB'ye almazlar, önce müzakere tarihi bile vermezler diyorlar. Diğer taraftan da gene aynı kişiler, şimdiye kadar "laiklik düşmanlarına geçit verilmemeli" diye mangalda kül bırakmayanlar, Uyum Yasalarında 312. maddenin kaldırılsa bile, "ruhunun " ve yasaklarının Yüksek Yargı tarafından devam ettirilmesinin, AB Ev Ödevi hocaları tarafından düşünce önündeki engellerin ortadan kaldırılmadığı şeklinde yorumlanmasından korkuyor. Erdoğan, Bozlak, Birdal yasaklanırlarsa AB bizi almaz" diyorlar.. Böylelikle AB'nin yüksek yargımıza ve hukukumuza ortak olmaktan da öte, ipotek koyabileceklerini kabul ediyorlar. İşin esası TCK 'nın 312. Maddesi Uyum-Teslimiyet yasaları meyanında ortadan kaldırıldı, ama böylelikle TC'nin karşısındaki tehlikeler ve suçlar ortadan kalktı mı ve Anayasanın 76. maddesinde derpiş edilen hükümlere (yeniden dikkatle okunmalı), Milletvekili olmak şartlarına, daha doğrusu olunmasına engel olan, Milletvekilleri kanunun ll. maddesindeki şartlara artık hiç mi ihtiyaç kalmadı? Ancak, işin esası olan TC rejimine ihanet edilmesi ve bizim kendimize özgü hassasiyetlerimizin, AB tarafından idrak edilmemesi liberal yazarların umurunda değil; istedikleri, devletimizi yıksa bile, sınırsız düşünce hatta eylem özgürlüğü. Oysa Demokrasilerin ve rejimlerin kendilerini korumak hakkı vardır. Mehmet Ali Birand "Derin Devlet"in, yani askerlerin, kural dışı bir operasyonu olduğunu ima ediyor. TC'yi ve rejimini iç ve dış düşmanlara karşı korumak ve kollamak, TSK'nın Anayasal ve tabii görevi değil mi? Hele siyasiler aciz ve gaflet içinde bu görevleri savsaklarlarsa?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.