Gladyatör

A -
A +

Gladyatörler, eski Roma'da, halkı ekmek ve sirkle oyalama yöntemlerinden biri olarak, Koliseum denilen büyük stadyumda, döğüştürülen veya vahşi hayvanların önüne atılan, savaş eğitiminden geçmiş özel esirlerdi. Bu konudaki, başarılı bir Roma komutanının, yeni imparator tarafından nasıl esir ve Gladyatör durumuna düşürüldüğünü hikaye eden GLADYATÖR filmi bu yıl Oscar'lara aday... "Teşbihte hata olmaz" kaydı ile anlatacağım, benim bugünkü öykümün konusu başka, ama kahramanı gene bir Gladyatör... Malum, Gladyatörler, arenadaki mücadelelerinde "tribünlere" oynarlardı. Başarılarına -ve yaşamalarına- "tribünler"deki halk karar verirdi. Yani mücadelenin sonunda, Gladyatör, eğer, -rakibini yenmiş, karşısına çıkarılan vahşi arslan veya kaplanı öldürmüşse, İmapator- Sezar, locasından, halkın tepkisine göre, baş parmağını yukarıya doğru tutarsa, kaplanı öldüren savaşçının hayatı bağışlanmış ve hatta azad edilmiş olurdu. Sezar'ın baş parmagı aşağıyı gösterirse bu da Gladyatörün sonu demek olurdu... Bu öykünün kahramanı Gladyatörümüz de, halka hoş gelebilecek jest ve hareketler ile tribünlerin ve bazı seçkinlerin desteğini kazanıyor. İmparator veya Sezar yok ama şu sırada, bütün baş parmakları yukarıda, kahramanımızın kamuoyundaki puanları zirvede. Ne var ki, Gladyatörün bu destekten dolayı şımararak, kendisine fazla güven duyarak yanlış hareketler yapması ve giderek kendisinden kuvvetli yerlere çarpması da çok muhtemel.. Gene eski Roma'da dendiği gibi "Veyl mağluplara" Nefesimizi tutarak merakla izliyoruz... Neticede, bu öyküdeki arena ülkemiz olmasa, söz konusu da sadece Gladyatörün kaderi olmasa... 21 Şubat tarihli yazımda Sayın Sezer'i eleştirmem ve Ecevit'e hakaret ettiğini söylemem üzerine beni kınayan, hatta böyle yazmama sebebin hükümetten bir çıkarım olduğunu ima eden çok mesaj alıyorum. Açıkçası şu sırada, kamuoyu yolsuzluklarla mücadele ettiği için Cumhurbaşkanını destekliyor; çoğu baş parmaklar yukarıda! Sezer'in hem bir hukukçu hem de Devlet'in başı olarak yolsuzluklarla mücadele etmesi doğal, hem de görevi.. Ben de buna karşı çıkmıyorum. Ben, kısacası, onun bu konudaki düşüncelerini, hiç gündemde olmadığı halde MGK toplantısında yapmasının, zamanlamasını ve meşru bir hükümetin başına karşı haşin üslubunu eleştiriyorum. Dürüstlüğünü, yakından bildiğim kırk yıllık sınıf arkadaşımın bu muameleyi ve tahriki hak etmediğini söylüyorum ve bu fikrimde de, kim ne derse desin, ısrarcıyım. Hükümetten menfaatim olmadığı da, yeri geldiğinde hem Başbakanı hem de hükümeti çekinmeden eleştirmiş olmamdan bellidir. Ayrıca, Sayın Sezer'in politik kolaycılık uğruna Cumhurbaşkanlığına getirilmesini ve sonra entel liboş takımına ve halka hoş görünmek için, Atatürk'ün koyduğu gelenekleri yıkmaktan başlayarak yaptıklarını da içime sindiremediğim de -başından beri, yazdıklarımla- doğrudur. Bugünkü coşku havası geçtikten sonra olayların bana hak verdireceğine inanıyorum. Tarafsız yorumlar MGK'daki olay ve sonrasının Türkiye'de büyük bir ekonomik ve mali krize kıvılcım çaktığı doğrudur. Ama bunun için Ecevit'i suçlamadan evvel, Wall Street Journal ve New York Times gibi gazetelerin bu konudaki yorumlarına da bakmak gerekir. Olay aslında ekonomideki alttan alta krizin açığa çıkmasına patlak vermesine sebeb olmuştur. Wall Street Journal TÜRK HAMAMI başlıklı başyazısında, bu durumdan IMF'nin baskılarının sorumlu olduğunu yazıyor. ABD yönetimi de, galiba şimdilik "zımmen" aynı fikirde. ABD Cumhurbaşkanı George W. Bush'un, Ecevit'i telefonla Üsküp'te arıyarak, kendisine destek vermesi de çok anlamlı. Çok önemli uluslararası gelişmelerin olduğu ve tarafların yeniden belirlendiği şu sırada, hem Türkiye'nin Amerika için önemini, hem de Bush'un, ülkemizin, özellikle şu bağlamda, istikrarsızlığa sürüklenmesini hiç istemediğinin bir işareti! GÜNÜN FİKİR KIRINTISI "Devlet adamı kendisini milletinin hizmetine adayan politikacıdır... Politikacı ise milletini kendi hizmetine koşan devlet adamıdır *"GEORGES POMPIDOU Eski Fransız başbakanlarından. "Devlet adamı; on, onbeş yıldır ölmüş bulunan politikacıdır." *HARRY S. TRUMAN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.