İsmail Cem'in "çıkışı"...

A -
A +

İsmail Cem, zaten bilinen ve beklenilenleri, bir basın toplantısında, medyanın sorularına cevap vermeden, medyanın üstünden, "vatandaşlara" hitap ederek CEM-ÖZKAN-DERVİŞ "Troyka"sının, kuracakları "Yeni Oluşum" partisinin deklarasyonunu ve temel ilkelerini açıkladı. "Yeni Oluşum" partisi -adı ne olacaksa- Sosyal Demokrat ekseninde ve özellikle Türkiye'yi Avrupa Birliği'ne sokmakla "görevli" olacak. Bu partinin, Genel Başkanı olacağı muhakkak. İsmaıl Cem'in siyasi ve ideolojik yapısı konusunda ve "deklarasyonun ayrıntıları" hususunda, kendisinden sorulacak ve irdelenecek çok şeyler var. Ancak şimdi birçoklarının sorduğu gibi, son beş yıldır, Koalisyonun çok etkili bir bakanlığında ve konumunda bulunan bu kişinin, içindeki birikimleri açıklamak ve harekete geçirmek için neden bugüne kadar, Hüsamettin Özkan'ın, Ecevitler tarafından dışlanması ile patlak veren DSP içi çözülme başlayana kadar, beklediğini sorgulamak lazım. Muhtemeldir ki Cem, Ecevitler'in kendisini DSP liderliğine ve Başbakanlığa halef olarak seçmelerini beklemıştir. O zaman, dogrultusu "Sosyal Demokratlık" mı yoksa,. Sayın Ecevit'in hep vurguladığı Sosyal Demokrasiden çok farklı, "Demokratik Solluk" mu olacaktı? Bu sorunun cevabı onun politik oportünist olup olmadığını belirleyecektir. Herhalde, hayatının bir döneminde Türkiye'nin geleceğinden uluslararası kuruluşlarda görev arayacak kadar umudunu kesmiş bulunan Cem'in, bugün yeni bir oluşumla ülkenin yönetimine talip olacak duruma ve konuma gelmiş olması çok ilginçtir... Şansı var Kendisi nispeten genç ve çok yakışıklıdr, Dışişeri Bakanlığı için de kariyer mensuplarının, onun hakkındakı intibaları ve değerlendirmelerı nedir bilemeyeceğim, ama Bakan iken çok görünürde olması, AB konusundaki ve Yunanistan'la yaklaşma çabaları, özellikle muayyen dış çevrelerin en az ilgisini ve hatta desteğini çekecektir. Liderliğinin Türk milletinin gerçek çıkarları açısından faydalı olup olmayacağı bir tarafa, kendisinin ve taze veya turfanda partisinin şanslı olduğunu itiraf etmek gerekir. Herhalde, gazetecilik mesleğinden gelmiş olmasından başka, bugünkü modaya ve bazı gençlerin ve rant çevrelerinin beklentilerine uygun geldiği için de avantajlıdır. Zaten, özellikle MHP'yi siyaset sahnesinden silmek için bazı oyunlar tezgahlamakta olan birkısım medyanın da, Cem'i ve "Yeni Oluşum"u pompalayacağı ve hatta son süratle pompalamaya başladığı aşikar... AB treni Evet, şimdiki başlıca söylem Avrupa Birliği "trenini" yangından mal kaçırırcasına yakalamak; "Yeni Oluşum"'un da baş hedefi bu... Avrupa Birliği'nin Türkiye hakkındaki asıl maksatları, Karen Fogg'un, Verhaugen'in, İsveçlilerin söylediklerinden belli olduğu halde ve Birliğin ileride ne şekil alacağı da meçhul iken ve herhalde milli devletimizi dışlayacağına göre, Türkiye'nin siyasetini ve geleceğini AB'ye bağlamak, milli bir partinin nasıl başlıca amacı olabilir? Bakın bazıları AB'ye girmenin veya furgonuna takılmanın "Türkiye'yi satılabilir hale getirmek" yani rantlara vs. kapı açmak olduğunu söylüyorlar.. Bunun neresi Mustafa Kemalcilik ve Milli Mücadele ruhu ve Atatürkçülüktür? Cem, bütün herkesi kucaklamak iddiasında olduğu deklarasyonunda her tarafa hatta askerlere de, bazıları biraz solmuş buketler attı. Ama kendisi ve partisi bütün Türkiye'yi ve bütün kuruluşları gerçekten kucaklayabilir mi? Türkiye'de tabanı olmayan Yeni Oluşum'un saman alevi olması daha muhtemel! Büyük oyun, küçük hesap Evvelce de yazmıştım, şimdi MHP'yi iktidardan hatta siyasetten ekarte etmek için büyük bir oyun oynanmakta. Daha vahimi, Türkiye bu oluşumun ortaya çıkması ile zaten mevcut olan fay hattının kırılmasıyla, kesin olarak ikiye ayrılıyor. Ancak, geçen akşam HaberTürk'te sevgili arkadaşım rahmetli Ülkü Arman'ın hayrül halefi Deniz Arman'ın söylediği gibi, şükürler olsun ki, Türkiye Ankara'dan ve İstanbul'dan, medyamız da ,"Mütareke Basınından" ibaret değil. Koalisyonun devam edip etmeyeceği ve etmezse ne olacağı? Bu soruyu gelecek yazımda cevaplandırmaya çalışacağım. Ancak kısaca söyleyeyim ki siyasetin ve kuralların gereği Başbakanlığın Koalisyon partileri arasında ve TBMM'de en fazla sayıya sahip olan MHP lideri Bahçeli'ye teveccüh etmesidir. MHP bu konudaki oyunu da bozmalıdır. Sayın Ecevit de, artık, bu kapıyı açmalıdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.