Küçük hesaplar, büyük oyunlar

A -
A +

Başbakan Ecevit'in, er veya geç çekilmesi artık mukadder olduğuna göre, siyaset ve medya sahnesinde ilginç ve ibret verici, küçük hesaplı büyük manevralar yapılmakta. Önceki bir yazımda belirttiğim gibi, "bulutlu, fırtınalı bir havaya giriyoruz; kemerleri bağlayın." Bir taraftan, Ecevit'in çalışma kapasitesinin azalması yüzünden Avrupa Treninin -daha doğrusu "furgonunun"- kaçırılmasından endişe edenler, bunun tedbirlerini almak ve sonra da gene kaçınılmaz olan erken seçimlerde, kendi şartları ile, avantajlı duruma geçebilmek için, birtakım oyunlara girişiyorlar. Bu oyunların, öncelikli ve başlıca maksadı, "MHP'den kurtulmak!" Çünkü, MHP Mesut Yılmaz'ın ve ona bağlandığı görülen bazı medya gruplarının başlıca maksatları, her ne pahasına olursa olsun şeref ve haysiyetimiz pahasına da olsun, Avrupa Birliğine girmemiz, daha doğrusu kuyrukta beklememiz. Buna da başlıca engel MHP! Özellikle belli bir medya grubuna ve yedeğindekine mensup yazarlar şimdi koro halinde bunu söylüyorlar. Tuhaftır aynı yazarlar bir süre önce MHP lideri Devlet Bahçeli'yi AB'nin yolunu açar umuduyla pohpohluyorlardı! MHP'nin seçim şansı MHP'nin şimdi hedef olmasının daha da az önemli olmayan, bir sebebi de, MHP'nin olası erken seçimlerde, koalisyon ortağı olmanın getirdiği kaçınılmaz kayıplara rağmen, disiplinli ve inançlı tabanı ve sağlam milli ilkeleri ile diğer koalisyon ortaklarından çok daha şanslı olması.. Almanya'da bir medya grubunun bir açılışı vesilesiyle de sahneye konulan oyun MHP'den kurtulmak ve iktidarı muhafaza etmek için, ANAP-DYP ve DSP (bu partiden ne kalacaksa) arasında ittifak yaptırmak. Birkaç gün evvel idam ve anadil konularında en azından tereddütlü olan Çiller'in Almanya'da ağız değiştirmesi başka nasıl izah edilebilir? Tabii Yılmaz'ın HADEP'le işbirliği hatta HADEP'le hatta şeytanla işbirliği yapmaya kararlılar. Birkaç gün önce Ecevit'in çekilmesinde ısrarcı olan yazarların bugünlerde "Ecevit çekilmeli ama..." diye ağız değiştirmeleri de başka nasıl yorumlanabilir.. MHP farkında Görebildiğim kadar, MHP yönetimi bu oyunların çoktan farkında; Devlet Bahçeli, Ecevit'in çekilmesi hususunda fazla acele etmiyorsa, sanırım bunda Ecevit'in şahsına karşı duyduğu sevgi ve saygıya, sağlığına gösterdiği itina kadar aleyhindeki tertiplere karşı tedbirler almak düşüncesi de var. Bu da reel politikanın, politikada gerçekçiliğin gereği! MHP lideri ve yönetimi bu ince-kaba oyunları farketmeyecek kadar deneyimsiz ve saf değildirler! Nitekim Bahçeli bu oyunlar karşısında meydan okudu; "Hodri meydan genel seçimler 3 Kasım'da yapılsın" dedi. Top artık karşı tarafta. Milliyetçi ve muhafazakâr Yılmaz Öztuna Hocamız, her nedense Avrupacılık uğruna MHP'lileri "Dünyayı tanımayan saf Anadolu çocukları" diye tanımlamış. Bana öyle geliyor ki asıl kendisi MHP'yi, MHP'lileri hiç tanımamış, hiç anlamamış! MHP'nin tabanında başka parti tabanlarından farklı olarak sağlam milli ülküleri ve inançları ile birlikte sağduyuları da vardır. AB yutturmacası Bu sırada AB konusundaki yutturmacalar da devam etmekte. Avrupa Birliğine girmemiz daha doğrusu, beş veya on sene sonra, belki kabul edilebilmek umuduyla, o "kara trenin furgonuna" takılmamız için, kesif bir kampanya sürdürülmekte. Bu kampanya cümlesinden "Avrupa Hareketi" tarafından gazete ve televizyonlarda son yayımlanan ilanın başlığı şöyle "Türkiye Avrupa Birliğine girmese de olur..." Bu, "Başka Yarın Yok" diye kesip atan "Avrupa Hareketi" nedir? Değirmenin suyu nereden, kimlerden gelir; bilmiyorum ama herhalde bu merak gıcıklayan başlık altındaki metin çok ilginç... "Çocuklar iyi eğitim görmeseler de olur... Gençler boşta gezseler de olur... Çalışanlar işsiz kalsalar da olur... İş bulanlar fakirlikten ölse de olur.. Kaygı içinde yaşamaya devam etsek de olur... Bu günleri mumla ararsak da olur!" diyor ve "Olmaz diyorsanız sesinizi yükseltin... Avrupa sizin geleceğiniz... Avrupa Hareketine siz de katılın!" çağrısını yapıyor. "Başka yarın" yokmuş sanki furgona takılırsak bütün bu mahzurlar kalkacak, insanlarımız hemen Avrupa'ya gidip aş, iş bulacaklar. Türkiye'ye paralar akacak" yutturmacanın böylesi görülmemiştir; "Başka Yarın" yokmuş... Sanki furgona takılırsak bütün bu mahzurlar kalkacak, insanlarımız hemen Avrupa'ya gidip iş aş bulacaklar. Türkiye'ye paralar akacak. Son spor zaferlerinden sonra ülkemiz Diyarbakır'dan, Edirne'ye kadar albayraklarımızla gelincik tarlasına döndü. Millete açıkça sorsunlar bakalım: Milli devletimizin yok edilmesine, bayrağımızın Çetin Altan'ın "Fuar flaması olacaklar" dediği bayraklarımızın yerini AB'nin mavi bayraklarının almasına razı mıdır?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.