"PKK yandaşları" cevap versinler!

A -
A +

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, Avrupa Birliği'ne Uyum Yasalarını, kırksekiz saatte - yangından mal kaçırırcasına- çıkaran altı siyasi partinin bölücü PKK Örgütünün yandaşı olmalarını söylemesi, tepkilerine yol açtı. Oysa, Şevket Bülent Yahnici'nin dediği gibi Bahçeli'nin bu yoldaki sözleri, "iddia değil gerçeğin ta kendisi!" Bir defa bunun böyle olduğunu, Uyum Yasaları kabul edildiği için zafer çığlıkları atan ve bunların Öcalan'ın Demokrat Cumhuriyet Projesi'nin gerçekleşmesi yolunda önemli adımlar olduğunu ve fakat bunların da yetmeyeceğini yazan Özgür Politika ve Yedinci Gündem gibi bölücü medyaya bakmak, özellikle de Öcalan'ın "avukatları vasıtasıyla", bundan sonra "İtalya'ya dönüp mücadelesine devam edeceğini" söylemesine bakmak yeter!. 6 partinin gayretleri ile, PKK'nın Öcalan'ın ve bizim medyadaki yandaşlarının, başından beri önerdikleri "siyasi çözüm"e, Türk milletinin bunca şehidine ve maddi kaybına rağmen, yaklaşılmıştır. Şimdi Avrupa Hareketinin baş propagandacısı Mehmet Altan'ın 2. Cumhuriyeti de gerçekleşmek üzeredir. Cevap verin Tek tek bakalım: ¥ PKK, idam cezasının kaldırılmasını, hem eylemlerinin önündeki bir caydırıcılık unsurundan kurtulmak, fakat öncelikle Öcalan'ı darağacından kurtarmak için istiyordu. Şimdi 6 partinin can siperane gayretleriyle, şehitlerimizin kanları yerde durur ve ailelerinin acıları dinmemişken, PKK'nın Öcalan'ın hedefleri olan ve AB'nin de dayattığı bu istekler yerine getirilmedi mi? Apo'nun kurtulması Türkiye'nin yüksek milli çıkarlarının neresine ve nasıl uygundur? ¥ Öcalan ve PKK -ve içimizdeki yandaşları- AB'nin kültürel haklar kriterlerine dayanarak etnik, gruplara ve fakat özellikle Kürtlere anadilde eğitim- öğretim -Radyo ve TV'lerde yayın hak ve imkanlarının verilmesini istiyorlardı ve bu yolda dilekçe eylemlerini başlatmışlardı. Diğer taraftan da bölücüler, "Bağımsız Kürdistan Devletinin" temeli olarak ve Kürtleri birleştirmek için, yoğun "tek Kürtçe" kampanyaları açmışlardı. 6 partinin gayretleriyle kabul edilen Uyum Yasaları ile, TC'nin Tek Dil-Tek Vatan-Tek Kültür ilkelerı yok edilirken, PKK'ya bölücülere bu imkan, şimdi, altın tabak içinde verilmemiş midir? ¥ Bölücüler, PKK ve onları alenen veya zımnen destekleyen bizim liboşlar Üniter -Milli TC Devletini yıkmak istemezler mi? Öcalan'ın sözde barışcı projesi, TC yerine Kürtleri de Kürt olarak, içine alacak sözde Demokratik bir yeni devlet kurmaktır. 6 partinin gayretleriyle kabul edilen Uyum Yasaları ve AB'ye bu şartlarla güya kabul edilmekle Milli Devletin ve "Ne Mutlu Türküm Diyene" vatandaşlık ve milletlik anlayışının temel olduğu ve Atatürk'ün ilelebet payidar olacağını ümit ettiği Cumhuriyet'in yerine bir 2. Cumhuriyet'in - daha açıkça, sözde "Demokratik Türk-Kürt Cumhuriyeti"nin önü açılmıyor mu? Bahçeli'nın gerçeklerine kızan parti sözcüleri bu soruların cevabını açık seçik vermek mecburiyetindedirler. Zırva tevil götürmez! Atatürk ve cumhuriyeti müzelik mi? Bunlar, demokrasi - İnsan hakları vb gerekçeleri ile içlerine sindirenler, hâlâ "Biz Atatürk ilkelerine bağlıyız!" diyebiliyorlarsa riyakârlık yaparlar.. Oysa, maazallah, bunlar gerçekleştirilirse, Atatürk'ün Anıtkabir'i müzeye dönüştürülür, ilkeleri de, daha önce İngiliz The Economist dergisinin dediği gibi, O'nun sofrasından kalan sarı leblebiler gibi, o müzeye konulur. Askerler ve siyaset Askerlerin siyasete karışmalarına karşı olanlar şimdi emekli komutanların- bazı partilerden aday olacaklarını ve siyasete gireceklerini söylüyorlar. Emekli paşaların -Orgeneral Karadayı'nın, Orgeneral Kıvrıkoğlu'nun ve diğerlerinin- siyasete girmeleri aday olmaları ve seçilmeleri haklarıdır, yadırganmamalıdır. Dürüst yapılarıyla ve bilgi ve deneyim birikimleriyle siyasette ülkeye, çok da faydalı olurlar. Görevde iken TC'yi kollamak ve korumak işlevlerini yerine getirirler. Ben, girecekleri partinin ilke ve söylemlerinin görevde iken korudukları ilkelere ters düşmemesine özen göstereceklerinden ve şerefli kişiliklerinin yanlış ilkeler ve hareketler uğrunda "kullanılmasına" müsaade etmeyeceklerinden eminim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.