Tuncay Özilhan'ın aykırılığı

A -
A +

Bundan önceki bir yazımda, "aykırı "olmanın gittikçe revaç bulduğundan söz etmiştim. Bu konuda da, TÜSİAD (Türkiye Sanayiciler ve İşadamları Derneği) başı çekıyor... Bilmiyorum; Başkanı Tuncay Özilhan'ın bu tür aykırı görüşlerini, geçmişi Türkiye'de aşırı solculukla mücadelede ve özel teşebbüsü savunmakta başarılarla dolu olan bu derneğin bütün üyeleri paylaşıyor ve destekliyorlar mı? Daha önce de, "özgürlükler sınırsız olmalıdır." diye ortaya çıkan Özilhan, acaba aklı başında TUSİAD üyelerinden ne kadar destek görüyor? Özilhan'ın yeni yaveleri Özilhan,Türkiye-AB Karma Komisyonunun, İstanbul'da yaptığı toplantı münasebetiyle, Komisyon üyelerine verdiği yemekte, Avrupalıları Kıbrıs Rum tarafının, AB'ye alınmasında acele edilmemesini tavsiye etmiş ama, adeti ve meşrebi vechile, çuvaldızı kendi tarafımıza ve Sayın Rauf Denkta'a batırmış; Türkiye'nin "Rauf Denktaş'ın uzlaşmaz tutumunu desteklemesini" doğru bulmuyormuş... Bu, tam, 4 Aralık'taki Denktaş-Klerides görüşmesinden önce Verheugen'lerin eline verilecek yeni bir koz ve daha acısı, Denktaş'ın sırtına batırılan bir hançer! Bu sözlerin, hele şu bağlamda, gaflet ve dalaletten öte "ihanet" olduğu şüphe götürmez! Hem acaba, Denktaş'ın Roma'daki programını kim niçin iptal ettirdi? Milli hatıra zaafı Merak ediyorum, sayın Özilhan Kıbrıs meselesinin geçmişini, gelişmelerini, ne kadar biliyor? Elli yıldır bu davanın içinde ve yanında olan bizler kadar biliyor mu? Denktaş'ın onurlu mücadelesinin ne kadar farkında? Kıbrıs Türklerinin 1974 öncesinde yaşadıklarını hatırlıyor ve biliyor mu? Yaşı müsait olmasa bile, acaba merak etmiş midir ki böylesine ahkâm kesebiliyor? Ama acıdır ki, onun bakış açısı, milli hafızadan yoksun olduğu kadar milli duygulardan da bi-behre! Nerede yanlış yaptık? İstemiyerek şu hükme varıyorum. Her konuda, evrensel yetenek ve başarıda genç işadamları yetiştirmişiz ama nerede yanlış yapmışsak, bunların çoğuna demiyeceğim ama, etkili ve ağızları laf yapan kesimine, milli burjuvazimizin bir kesimine, milli duyguları, milli değerleri telkin edememişiz, milli hafıza yeteneği verememişiz, ama şükürler olsun ki KOBİ'lerde, "Anadolu Kaplanlarında" durum, herhalde böyle değil.. Diğer ülkeler milliyetçiliğe, milli devlete karşı olsalar da veya reddeder görünseler bile, iş adamları iş alanlarında milli çıkarları üstün tutarlar. Mesela Almanya'da İmparatorluktan bugüne kadar Krupp müessesesi "milli"dir ve yöneticileri de "milliyetçidirler." Bizimkiler? Ya bizimkilerin çoğu? Acı duyarak söylüyorum, bugün Türkiye'nin bütünlüğü vs. her ne pahasına olursa olsun, Avrupa Birliğine girmeye kendilerıni adamış ve bu uğurda Kıbrıs'ı ve Rauf Denktaş'ı feda etmeye hazır olanlar, Türkiye'nin asıl milli çıkarlarından ziyade kendi çıkarlarını kollarlar; yabancılarla ortaklıklarının, yabancı vakıf dernek ve araştırmalardan aldıkları nemaların tehlikeye girmesini istemezler, bazı politikacılar da yükselmek için dışardan aldıkları icazeti sürdürmek isterler. Kendileri ne yaptılar? Kıbrıs'ı böyle kolay kolay peşkeş çekenler bunun için de Denktaş'ın ve KKTC'nin başarısızlıklarını ve Rum tarafı yanında sönük kaldığını ilerı sürenler, acaba o Kıbrıs taşının altına hiç ellerini sokmuşlar ve şimdi AB için gösterdikleri cehdi, bu davayı yabancılara anlatmak için göstermişler midir? Kapılar açmışlar mıdır? Yoksa "Biz buzun üzerine yazı yazmayız" diye yan mı çizmişlerdir?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.