“Feridun Ağabey, 25 Kasım’da İstanbul Bahçelievler’de bulunan Fizik Tedavi Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesine annemin şiddetli bel ve bacak ağrısı şikâyetiyle gittik. Doktor muayenesini yaptıktan sonra bel fıtığı şüphesiyle acil MR istedi. Yaklaşık bir saat sonra MR çekimi yapıldı. Doktorumuz MR raporu çıkınca yeniden randevu alıp yanına gitmemizi istedi. Buraya kadar her şey çok güzeldi. Hizmet veren hekimlerimize ve hastane çalışanlarına teşekkür ediyorum.
Ancak bugün itibariyle MR çekiminin üzerinden iki haftadan fazla zaman geçti ama bir türlü rapor sisteme düşmüyor. Uzun uğraşlar sonunda şöyle bir bilgiye ulaştık: “MR sonuçları merkezî sistemden okunuyor. O nedenle gecikmiş olabilir. Son 1,5 aydır rapor süreleri sistem değişikliği sebebiyle uzamış. Çekimler merkezden değerlendiriliyormuş.”
Hastamızın, bu arada şiddetli ağrıları devam ediyor. Herhangi bir tedavi başlanamadığı için acı çekmeye devam ediyor... Raporu okuyacak olan radyoloji uzmanları ise rapor sonucunu bekliyor. Daha ne kadar bekleyeceğimiz de belli değil.
9 Aralık günü randevu alıp Avcılar Murat Kölük Hastanesine ortopedi uzmanına gittik. O da rapor çıkmadan sistemdeki MR sonuçlarını değerlendiremeyeceğini söyledi.
Öğrendiğimiz bilgiler ne derece doğru bilemiyorum. Bu sebeple sizin aracılığınızla hem annemin bir an önce tedavi olabilmesi için MR raporlarımızın okunup sonucun bildirilmesi hem de genel anlamda diğer hastalarımızın da işlerinin kolaylaştırılması için sağlık ordusunda üç tane evladı olan bir baba olarak MR raporlarının kolay ve çabuk okunması için bir çözüm üretilmesi hususunu saygılarımla arz ediyorum.
İsmail Sefa İpşir
İnsana hak olarak bir gün yeter mi?
Feridun Ağabey, 8 Aralık Dünya İnsan Hakları günüydü. Dünyanın gözü önünde bunca haksızlığın yapıldığı, binlerce masum insanın katledildiği, binlerce insanın aç susuz bırakılarak ölüme terk edildiği bir dünyada hangi insan hakkından bahsedilir ki? Dünyanın beş daimî üyesinin istediği gibi at oynattığı, insanların hayatıyla kedinin fareyle oynadığı gibi oynandığı bir dünyada hangi insan hakkından söz edilecek?
Çok değil bir asır öncesinde çeşitli hile ve entrikalarla yıktıkları cihan imparatorluğundan Osmanlıdan sonra bir daha çıkmak bilmeyen bir iştiha ile İslam dünyasını paramparça ederek bir daha rahat ve huzurun bırakılmadığı bir dünyada yerin altındaki zenginlikler için o yerin üstündekileri fakir bırakanların olduğu dünyada bir günlüğüne insan hakkından söz etmek çözüm mü?
İki yılı aşkındır kadın çoluk çocuk yaşlı genç insanın acımasızca katledildiği ve kim bilir dünyanın daha neresinde Müslümanlara reva görülen zulümler işlenirken dünyada bir gün insan hakları öyle mi? Kendi kanlarından kendi canlarından bir kişinin başına bir hâl gelse dünyayı ayağa kaldıranlar bizlere dünyada bir gün mü ayırdılar hak olarak?
Milenyum çağı dediğimiz bu çağda dünyanın birçok yerinde gıda su ve süt bulamadığı için ölen binlerce masum, çocuk ve insan olduğu hâlde başta silahlanmaya trilyonlar harcayanlar acaba bu bir günlüğüne de olsa kutlanan insan haklarına dönüp bakmışlar mıdır?
Daha buraya sığdıramadığımız birçok haksızlıkların yaşandığı bir dünyada insan haklarından değil, güçlünün güçsüzü yok ettiği haksızlıklardan ve bunu durdurabilecek en temel ögenin hukuk ve adalet olduğundan söz edilmesi gerekir. Sağlık ve esenlik dileklerimle...
Aslan Torun
Anlat Derdini Feridun Ağabey'de önceki yazılar...