“Osmaniye’den yazıyorum, ne olur sesimizi duyurun!”

A -
A +
Selamünaleyküm Feridun Ağabey, öncelikle saygı ve selamlarımı sunarım. Ben deprem bölgesinden Osmaniye’den yazıyorum. Daha önce de derdimi yazdım şimdi yaşadığımız perişan hâlimizi sizinle paylaşmak istedim. Ağabey şu an ailecek perişanız. Deprem korkusuyla hasarlı olan evimize giremiyoruz. Bizim kiracı olarak yaşadığımız ev müstakildi. Bize de ev sahibi evin odunluk gibi olan bir yerini kiraya vermişti. Tek odalı bodrum kat gibi yerde yaşamaya çalışıyorduk. Daha doğrusu evin odunluk olarak yaptırdığı tek odalı bodrum katında kiracıyız. Hiçbir gelirimiz yok. Hatta sizin köşede yayınlandıktan sonra bize hayır sahipleri yardım etmişti Allah onlardan razı olsun… Şimdi ev sahibi olmadığımız için devletin maddi desteğinden de yararlanamıyoruz. Çadır ısıtıcı ve diğer ihtiyaçlar için belediyeye, muhtarlığa gittik 112’yi aradık ama bir çare bulamadık. Hatta mahallemizin muhtarı gelen yardımları kendi eş dost akrabasına dağıttıktan sonra depremin 15 gününde kimsenin almadığı artık şeyleri dalga geçer gibi bize getirdi… Şu durumda bile insan seçiyorlar. İnsanlara dilenci muamelesi yapıyorlar bir de azar işitiyoruz. Öte yandan o an acil ihtiyacı olmayan bile arabasıyla gidiyor arabanın bagajını doldurup alıyorlar kömürü yağmalıyorlar. Biz bir şey yapamıyoruz.Gelen yardımları durduruyorlar ve belediyeye teslim ediyorlar. Belediye gelen yardımları mağazalara stoklamış. Çıkan yardımları görüyoruz. Kimilerine güzel koliler hâlinde yardımlar verilirken diğerlerine bir poşete işe yarar yaramaz ne varsa iş olsun gibisinden veriyorlar. Hâlbuki bu gün de olsun kenetlenmemiz lazım değil mi? Bir de salgın var. Eve çok giremiyoruz çocuk ağlıyor. Eşim kalbinden rahatsız. Eve bazı ihtiyaçlarımızı alıp hemen geri çıkıyoruz. Sanki yer yarılacak gibi oluyor. Geçen akşam uyuyamadım nefesim daraldı. Sanki hiç bitmeyecek gibi. Allah’tan gelen her şeye şükürler olsun. Yan bina da hasarlı, ondan da çekiniyoruz. Artçılarla sürekli sallanıyor. Bizim gibi durumda olanlar kendi imkânlarıyla parasıyla çadır yakacak vb. alıyor. Bizim o imkânımız da yok. Zaten çoktandır işsizim. Bir de deprem oldu şehir ekonomik olarak bitik. Çoğu insan şehirden gidiyor abi, şaşırdık ne yapacağımızı? Allah’a sığındık önce sonra da sizinle paylaşıyorum sahipsizliğimizi. O kadar yardım geldi, para toplandı, nereye gitti ne oluyor anlamadım… Bizim gibi işsiz, kirada ve hiç geliri olmayan ne olacak? En azında evi olup hasarlı olanlar tekrar ev sahibi olma imkânı var. Bizim zaten evimiz yok. Şimdi sokaktayız bir çadır bile yok… Psikolojimiz bozuldu. Lütfen yardımcı olun efendim. Sesimizi duyurun. Allah yardımcımız olsun.     Ener Doğan

Provokatörlerin oyununa gelmeyelim!
Sevgili gençler, ülkemizin içinde bulunduğu durumu anlatan bazı yazıları paylaştım. Halkımıza korku salmak için değildi. Sadece millet olarak içeride ve dışarıda içinde bulunduğumuz hassas durumlara dikkat çekmek içindi. Uyanık olalım, provokatörlerin oyununa gelmeyelim.Hiçbir şeyden korkmayın. Niçin? İşte en güzel misali deprem afetinde milletimizin göstermiş olduğu dayanışma, birlik ve beraberliğidir. Bu millet sulh zamanı her ne kadar siyaseten bölünüp parçalansa da söz konusu vatan olunca, birbirine kenetlenir tek yumruk olur.İşte halkımızın birkaç istisna durum hariç deprem felaketinde nasıl birleşip bütünleştiğini gördük.Biz millet olarak da devlet olarak da, güçlüyüz ve gücümüzü, kalbimizdeki imanımızdan, damarlarımızda dolaşan şehit kanından ve birlik beraberlik ruhumuzdan almaktayız. Şanlı tarihimizde bunun misalleri çoktur… En büyük maddi caydırıcı gücümüz, felaket veya vatan savunmasında ortaya koyduğumuz birlik ve beraberliğimizdir. Bunu da bu deprem vesilesi ile tüm dost düşman herkes gördü… Manevi gücümüz ise şehitlik mertebesi ve bunun yanında Allahü teâlânın inayeti, Allah adamlarının ve mübarek analarımızın dualarının bizimle beraber olduğunu bilmektir. Bize düşen görev provokatörlük yapanlara inanmayıp işbirlikçilere kulak asmadan, deprem vesilesiyle yeniden tesis edilen bu birlik ve beraberliğimizi korumaktır. Devletimizin her kademesine güvenerek ve vatan savunmasında bize verilecek her görevi canımız pahasına yapmaya çalışmaktır.     İhtiyar bir vatansever

Yaraları birlikte saracağız
Sakarya Oda başkanımız Aytaç Boz, Hatay Oda Başkanımız Yahya Aydın ekipleri ile İskenderun Devlet Hastanesi bahçesinde Türk Optisyen Gözlükçüler Birliği ve Odalarımızın desteği ile günde 200-250 adetten fazla gözlük montajı yapılarak afetzedelere ücretsiz olarak teslim edilmektedir. İkinci Mobil Afet gözlük atölye aracı Kahramanmaraş ilimizde hizmete başlamıştır. Saygılarımızla...     Taylan Küçüker
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.