Destursuz bağa girmek!

A -
A +

Lucescu risk almayınca netice elbette böyle olacaktı. Galatasaray'ın yenilmesiyle zirve karıştı çünkü. Benim gönlümde "şampiyon Fenerbahçe" var ama süper ligi kim göğüsleyecek ipuçları bile yeterli değil. En az üç aday var. Dipte ise bir derinlik gözüküyor. Karışıklık daha da fazla. Tümü de "deve dişi" gibi takım hiç birine de "küme düşme" yakışmıyor. 3 puanlık galibiyet, puan durumunu değiştiriyor. Takımlar birbirine yakın. Üstüne üstlük 90 dakika gıkları çıkmadan koşuyor futbolcular. Üç büyüklerin dışında her takım tehlikede. "Top yuvarlak; iyi oynayan kazansın" demek kolay da galiba köşeli olmaya ihtiyaç var. Farkın farkedildiğini bilen yöneticilerimiz olduğunu hissetmek de yaşamak da bir motivasyon unsuru. Sadece sporda değil. Kemal Derviş'in "devlete gelir olsun diye akaryakıta zam yapıyoruz" açıklamasına sadece akaryakıtta ve dolardaki düşüşe dikkat çekmek yetmez, akaryakıta binen vergide batıyla yarıştığımızı (!) hatırlatmak da yetmez. Birimizin kalkıp "devlet halkı için vardır" demesi de icabetmez mi? Bu farkı yakalamamız gerekmiyor mu? Rüşvet ve yolsuzluk enflasyonla yarışıyor. Sağır sultan biliyor artık. Bürokrasiye takılıp da rüşvetsiz netice alanın büstünü dikerler. Yatırımcılar bile vatandaştan fazla rüşvet veriyormuş. Gel de yanma. Afyon bölgemizdeki depreme en son giden, hemşehrilerini merakta bırakan Cumhurbaşkanı Sezer'e göre politikacı ve bürokrat yargılanırsa yolsuzluk bitecek. Yozlaşma İzleme Platformu kurulması sorunu ne kadar çözecek? Yolsuzluk iddiasıyla operasyonlarda onca kişi yakalandı, onca kuruluş yıprandı, bugün itibariyle çoğunda da tutuklu kimse kalmadı. İşin garabetine bakın lütfen. Mezara kadar rüşvet mekanizması kurulmuş. Başkent'te mermercilerin rızası olmayınca, dağın başına gömülmeniz mukadder. Çünük belediye bile sizi mermercilere gönderiyor, sorumluluk almıyor. Mesut Yılmaz işlerin koalisyon hükümetleriyle kotarılamayacağını savunuyor birkaç gündür. Gençlik kurultayında YÖK'e de bindirdi. Gençlere bilimsel formasyon yerine, kılık kıyafet dayatması yaptığını savundu. Partileri için en büyük tehlikenin de gençleri kaybetmek tehdidi olduğunu açıklaması Mesut Bey'in farkı farkedip de küllendirdiğinin tescili bana göre. Buna Tünaydın bile değil, "iyi akşamlar" denir. Vehbi Dinçerler'in girişimiyle 80'li yıllarda gerçekleştirilen; bira holdingleri ve bazı yabancı sermayenin baskısına, tehdidine rağmen kısmı yasaklama genel kabul gördü. Recep Tayyip Erdoğan'ın "gerekirse referandum"a gidilmesi üslup ve taktik açıdan ilgi zayıftı. Keşke 21 yaşına kadar olan gençlerimizi uyuşturucudan, alkolden koruyacak bir düzenleme yapılabilse. Tuzaklara düşülmese. Farklılıkları yaşıyor toplum biraz dışa açılsak da görseniz. Derin deniz balıkçılığı, okyanuslardaki eko sistemleri ve balık türlerini maalesef yok ediyor. İnsanoğlu acımasız, denemeleriyle. Bir zamanlar ABD'de "savaş yapma, aşk yap" sloganları hakimdi, SSCB'nin önünü kesmek için. Artık tersi yaşanıyor. Washington süper güç imkanını kıpkırmızı yapmaya niyetli. Nasılsa bir de gerekçesi var. Hangi taşı kaldırırsanız da altından "terörizm" çıkıyor! O zaman "vur abalıya" Ankara farketmedi ama AB'li Javier Solana ile Alman Bakan Fischer tehdidi yutmadı, Bush'u eleştirdiler. Delil istediler. Ülke işgallerine karşı çıktılar. Onca sorun karşısında farkı farketmek de yetmiyor, bir yürekli insanın "dur" bile değil, daha da öte "heyt" demesi lâzım bu gelişmelere. Bilmeli ki demese kendisi de yutulacak. Lig değil, dünya karışacak.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.