Herkesin hayata bakış açısı farklıdır. Kimi olumlu bakar, kimi olumsuz..Kimi mutlu olmayı dener, kimi denemeyi bile düşünmez... Hatta her zaman mutsuz olacak bir şeyler bulur... İlginç olan ise, bu durumun farkına bile varamamaları... Hintli bir yaşlı usta, çırağının sürekli her şeyden şikâyet etmesinden bıkmıştı. Bir gün çırağını tuz almaya gönderdi. Hayatındaki her şeyden mutsuz olan çırak döndüğünde yaşlı usta ona bir avuç tuzu bir bardak suya atıp içmesini söyledi. Çırak yaşlı adamın söylediğini yaptı ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başladı. "Tadı nasıl" diye soran yaşlı adama öfkeye "Acı" diye cevap verdi. Usta kıkırdayarak çırağını kolundan tuttu ve dışarı çıkardı. Sessizce az ilerdeki gölün kıyısına götürdü ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp gölden su içmesini söyledi. Söyleneni yapan çırak ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken aynı soruyu sordu: "Tadı nasıl?" "Ferahlatıcı" diye cevap verdi genç çırak. "Tuzun tadını aldın mı" diye sordu yaşlı adam, "Hayır" diye cevapladı çırağı. Bunun üzerine yaşlı adam suyun yanına diz çökmüş olan çırağının yanına oturdu ve şöyle dedi: "Hayattaki acılar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok. Acının miktarı hep aynıdır. Ancak bu acının şiddeti neyin içine konulduğuna bağlıdır." "-Acın olduğunda yapman gereken tek şey acı veren şeyle ilgili hislerini genişletmektir. Onun için sen de artık bardak olmayı bırak, göl olmaya çalış." *** Bir gün Avrupa'nın ünlü sanat merkezi kentlerinden birinde gezen çocuğun biri bir vitrinde çok hoş bir tablo görür. Tablo belli ki oldukça pahalıdır. Çocuk bu tabloyu bir sonraki sene abisinin doğum gününe almayı ister ve bir iş bulup kıt kanaat geçinerek biriktirdiği tüm para ile mağazaya gider. Şanslıdır tablo hâlâ satılmamıştır. İçeri girer ve tabloyu bir süre yakından izledikten sonra resmi yapan sanatçıyı bulur ve; "-Abimin doğum günü için bu resmi satın almak istiyorum. Tüm param bu kadar" der. Ressam bir süre düşündükten sonra resmi paketler ve satar. Çocuk paketini alır ve teşekkür ederek çıkar. Mağazada adamın arkadaşları da vardır ve şaşkın şaşkın sorarlar: "-Sen ne yaptın, o resmin değeri milyonlar ederdi. Neden bu kadar cüzi bir rakama sattın?" Adam cevap verir: "-Evet ben bu resme milyonlarını verecek bir sürü insan bulabilirdim. Ancak tüm servetini bu resme verecek kaç kişi bulabilirdim..." Sevgiyle... Haftanın Sözü Zorluklar ne kadar büyük olursa, onların altından kalkmakla erişilecek ihtişam da o derece parlak olur. Usta kaptanlar, maharetlerini ve saygınlıklarını, atlatmış oldukları fırtınalarla elde etmişlerdir. - Epiktetus -