Ülkemizde son yıllarda hep gerginliklere yol açıldı. Bu gerginlikler de ekonomimiz üzerinde anında tesirlerini gösterdi. Enflasyon, faiz ve döviz yükseldi, yatırımlar durdu, para yurtdışına kaçtı, şirketler battı, işsizlik çığ gibi arttı... Bunun sonucu da aile faciaları, dramlar, kapkaç, hırsızlık, ülkenin gerilemesi... Bütün bu gerilimleri devletten maaşlı kişiler çıkardı. Halkın verdiği vergilerle hayatlarını idame ettirenler bu gerginliklere sebep olarak, halkı canından bezdirdiler. Vatandaş işsiz, aşsız gezerken, şirketler batarken, yılların birikimleri yok olurken, ülke itibarsızlaşıp küçülürken, kredi için her türlü taviz verilirken; bu işin sorumluları maaşlarını tıkır tıkır aldılar. Makam arabaları, lojmanları, tahsisatları giderek arttı... Her defasında kendilerince bir gerekçe buldular; ama kaybeden hep bu çilekeş halk oldu, ülke oldu. Hiçbir mazlum da haklarını yargı yoluyla aramayı akıl etmedi. Yapanın yanında hep kâr kaldı. Faturayı da her defasında oranı artan vergilerle bu çilekeş insanlar ödedi... Tam bu gerilimler bitecek, istikrar kalıcı olacak diye rahat bir nefes alınmışken; faiz, döviz, enflasyon bariz bir şekilde düşüşe geçmişken; ülke büyüme trendine girmişken, çarklar dönmeye başlamışken tekrar gerdiler. Uzatmaları oynayan bazı üniversite hocaları vatanı (koltuklarını) kurtarma seferberliğine giriştiler. Sonra da yargı kararı... Yeter, yeter, yeter!.. Hep böyle mi olacak? Yok mu bunlara dur diyecek? Ne zaman bu millet fert fert bunlardan haklarını yargı yoluyla isteyecek? Yapanın yanında hep kâr mı kalacak?.. "Cami önünde konser fetvası vermedik" 18.09.2003 tarihli gazetemizin bu köşesinde, "Gerçekten İstanbul Müftülüğü fetva verdi mi" başlığı altında, bir grup esnafın, kandil gecesi cami önünde konser verenlere yönelik tepkisine yer vermiştim. Konuyla ilgili olarak İstanbul Müftü Vekili Bayram Erdoğan imzasıyla gelen açıklamada, müftülüğün bu yönde bir fetva vermediği, sokakta yapılan faaliyetlerden de kendilerinin sorumlu olmadıkları belirtiliyor. Camilerimize saygılı olalım Kocamustafapaşa'da oturmaktayım. Semtimizde bulunan, tarihi Sümbülefendi Camii'nin çevresi özellikle akşam saatlerinde çöpten geçilmiyor. Bu durum beni çok rahatsız ediyor ve üzüyor. Hem dinimize saygısızlık, hem çevremizin kirlenmesi, hem de sağlığımızın bu şekilde tehlikeye atılması affedilir gibi değil. "Temizlik imandan gelir" diyen bir inanca sahibiz. İnsanlar abdeslerini alıp o çöplerin arasından camiye giriyor, bu bize yakışır mı? En başta dinimize, sonra çevremize, hepimize büyük bir saygısızlık olan bu pisliklerin temizlenmesi ve buraların kirletilmesinin önlenmesi için bütün yetkilileri göreve çağırıyorum. Ayla Öztürk - İSTANBUL