Asıl suçlu yönetim

A -
A +

G.Saray tarihi bir fırsatı kaçırdı. Hamburg'dan 1-1'le döndükten ve hele hele Sami Yen'de 2-0 öne geçtikten sonra bu tur böyle elden kaçmamalıydı. Maçtan önce benim senaryom şuydu; Galatasaray savunmasında sıkıntılı. İlk maçın da avantajıyla geriye yaslanabilir. Hele bir de gol yerse atmak için açılır o zaman da ikinciyi kalesinde görür! Ama inanılmaz bir şey oldu. Galatasaray'ın bunaldığı dakikalarda penaltıyla gelen gol, turun müjdesi gibiydi. Ve üstüne Baros'un ikinci golü artık bu işin bittiğinin belgesiydi adeta. Bu durumda tecrübeli bir hoca ne yapar? O dakikaya kadar sahada gezinen Lincoln'ü oyundan alır, Mehmet Güven'le orta sahayı biraz daha sıkıştırır oyunu geveleye geveleye 2-0'ın üstüne yatardı. Ama bu değişiklik 2-2'den sonra yapılınca sahaya bir savunmacı almak yerine bu defa Ümit Karan'la bir hücumcu daha almak zorunda kaldı Bülent Korkmaz. Ve "ya herro, ya merro" hesabı Bağdat Caddesi'nden döndü tabii... W.Bremen, Udinese, Marsilya, PSG, Dinamo Kiev ve Aalborg'dan kendi sahasında 2 gol yiyen M.City... Hangisini yenemezdi ki Cimbom? Milan, Valencia, Tottenham gibi takımların elendiği bir kupada Kadıköy gerçekten hayal değildi. Şu son 90 dakikanın suçlusu Bülent Korkmaz'dır. Ancak müzesine ikinci UEFA Kupası'nı götüremediyse Cimbom, asıl suçlu yönetimdir. Daha 3. haftada Skibbe'yle bu işin yürümeyeceğini bile bile tedbir almayan, elindeki tek sağlam stoperi güle oynaya Zenit'e gönderen, sezon başından beri Lincoln'ün şımarıklıklarına göz yuman ve boşta hoca kalmayınca Bülent Hoca'ya "Sen bizim evladımızsın" edebiyatıyla sarılan yönetim... Geçen yıl gelen şampiyonluk, bu sene UEFA Kupası'na mal oldu. Yazık oldu! >> Unutulmaz anılar Hasan Üçüncü, Sürmene doğumlu, Trabzonspor'un renkli simalarından biridir. Şimdi her ne kadar Ankaragücü'ne transfer olduysa da oynadığı dönemde de oynamadığı dönemde de Trabzon'un bir dönemine damga vuran isimdir. Yedeklikten bir türlü kurtulamadığı günler... Ne yapıp edip Özkan Sümer'in gözüne girmelidir. Sabah tesislerden içeri girerken Sümer'in geldiğini görünce hemen ayağa kalkar, "Günaydın başkanım..." Özkan Başkan ters ters bakar, cevap vermeden geçer... İdman sonrasında yine karşı karşıya gelirler, "Başkanım bugün pek bir iyi gördüm sizi..." Sümer aniden durur ve Hasan'a sorar, "Sen bana yağ mı çekiyorsun Hasan?..." - Başkanım estağfurullah... - Bana günaydın deme Hasan, bana günaydın deme! Bana futbolu bıraktım de!.. >> Unutulmaz sözler... ''Penaltıyı ancak onu kullanma cesareti gösterebilenler kaçırır.'' (Roberto Baggio)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.