Ne zamandır fırsatım olmadı, kısmet bu haftayaymış... Basketboldaki genel kurul üzerine... Oldukça uzun sayılacak bir süredir basketbolun başında olduğu için midir Turgay Demirel'e duyulan rahatsızlık? Bu sürenin telaffuz edilmesi bile başlı başına bir başarının göstergesi sayılması gerekirken üstelik... Ya da başarısızlık mıdır "istemezükçülerin" diline doladığı? 2001 Avrupa Şampiyonası organizasyonunu almak tek başına başarı sayılması gerekirken bir de final oynadığımız gerçeği orada dururken... Ya da ilk defa onun döneminde 2002'de bir Dünya Şampiyonası'na katılmış olmamız, sahada alamadığımız 2006 vizesini Demirel'in kulisleriyle masada almış olmamız? Bir 10 yıl öncesinden 2010 hedefi koyup, bunu da gerçekleştirmiş olmamız? NBA'e, Avrupa'ya giden oyuncularımız-teknik adamlarımızla Türk basketbolunun dünyaya açılması? Ya bayanlardaki, alt yapılardaki sayısız başarılar? Basketbol ligimizin son yıllardaki yükselişinin müthiş bir şekilde Beko Basketbol Ligi olarak pazarlanması? Belki bunlar da birilerine "başarısızlık" olarak görünüyor olabilir? Demirel'in işleri kötüymüş, şirketleri batıkmış... Vaktinin neredeyse tamamını basketbola verdiği için olmasın sakın!.. Peki, bu "istemezükçüler" ve basketbolu kurtaracak muhalifler neden bunca yılda bir aday çıkarmamış karşısına? Bunca yılı geçtim, son seçimde bile apar topar ileriye atılan sandık tarihine rağmen ancak bir aday çıktı Demirel'in karşısına... Yani; Demirel gitsin! Ama kim gelsin? Adayları bile yok! O gitsin de kim gelirse gelsin!.. Şimdi bir 4 yıl daha Turgay Demirel görevinin başında. Üstelik 10 yıldır hayalini kurduğu 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası'nı koltuğuna kurulup başkan sıfatıyla izleyecek doya doya, hak ettiği gibi... Bakış açısı "Barcelona'da kazanmak imkansız. Çok formdalar. Bence bu sene onların senesi" dedi ve geçen yıl şampiyon yaptığı Real Madrid'den ertesi sabah kovuldu Bernd Schuster... "Avrupa'da en iyi rakiplere karşı mücadele edebilmek için bir-iki seneye ihtiyaç var" demişti Aragones, Dinamo Kiev maçından çook önceleri ve geçen yıl çeyrek final oynayan takımın başına geldiği gerçeğini unutarak... O sözün ardından aradan 2,5 ay geçti, hâlâ takımın başında... Unutulmaz sözler... "Real Madrid gibi bir kulüp sahaya her zaman kazanma arzusuyla çıkmalıdır" (Juande Ramos - Schuster'in yerine gelen hoca)