Derin futbol muhabbeti

A -
A +

Fenerbahçe, Trabzon ve Galatasaray'ın şampiyonluk hedefinden uzaklaşmasıyla bitime 5 kala zirvede iki takım var. Şampiyon ya Sivas olacak ya da Beşiktaş. Bu iki takımdan başkası teorik olarak değil, pratik olarak da şampiyonluğa ulaşamaz. Şampiyonluğa yakın Sivas ve Beşiktaş üzerinden hesaplara gelince... En son söyleyeceğimi en baştan söyleyeyim: Bu sene şampiyon Beşiktaş olacak!.. Sivas Başkanı Mecnun Odyakmaz'ın, "Sivas'ı şampiyon yapmazlar" sözü, bir erken ağlama, kaçması muhtemel bir şampiyonluğa kılıf uydurma değil, başkanın "derin futbol" bilgisiyle ağzından dökülmüş sözlerdir ve bu bilinçle "tezgâh bozma" girişimidir. Fenerbahçeli ve Galatasaraylı taraftarların, kendi takımlarının şampiyon olamadığı bir ligde Beşiktaş'ın yerine Sivas'ın şampiyonluğunu tercih edeceği görüşü su götürmez bir gerçektir. Taraftar penceresinden bakınca bu böyle. Ancak böyle düşünen taraftarların, tuttuğu takımların futbolcularının ve yöneticilerinin de kendileriyle aynı fikirde olacağını düşünmesi büyük bir yanılgıdır. Trabzon'un şampiyonluğu dilinden düşürmeyip rafa kaldırdığı uzun yıllar boyunca "Üç büyüklerin" aralarında paylaştığı şampiyonluklar, müzelere götürülen kupalardan çok daha fazla anlam taşır hale gelmiştir. Bu süreçte Türk futbolu; havuzdan, iddaa-totoya, sponsorluklardan, satış-pazarlamaya kadar bir "bacasız sanayi" halini alırken, bundan en çok nemalanan ve semirenler "üç büyükler" olmuştur. Yıllarca futbolumuzun bütün kurum ve kurulları bu üçlünün sınırlarını çizdiği gibi şekillenmiştir. Futbolu üç kulüp merkezli şekillendirmek otomatik bir refleks halini almıştır. Ve bu büyükler 70'li yıllarda ve 80'lerin başında esen Trabzon fırtınası sonrası dördüncüyü bile aralarında kabul etmekte zorlanırken, bir beşincisinin pastadan pay kapmasına razı olmayacaklardır. Kaldı ki, bir süre önce Beşiktaş'ın kaybettiği şampiyonluklardan sonra, "Fenerbahçe ve Galatasaray kulüpleri bizi aralarında istemiyor, Beşiktaş tasfiye edilmeye çalışılıyor" çıkışı hafızalarda hâlâ saklıdır. Futbol dünyamızın üç büyükler gözünden diğerlerine bakışı budur. Gelelim, Anadolu'nun diğer Anadolu kulüplerine bakış açısına... Herkesin zannettiği gibi ortada bir "Anadolu dayanışması" filan yoktur. "Şampiyon Anadolu'dan çıksın" sözü ortak bir temennidir, ancak "o takım niye biz olmayalım" kıskançlığı yabana atılmayacak derecede etkili bir bilinçaltı eylemidir. En çok kavganın, birbirlerini "koruyup kollayacakları" sanılan Karadeniz takımlarının, Ankara takımlarının, İzmir takımlarının arasında çıktığını hatırlatmama gerek yok. Bu çerçevede Gaziantep'in sırf Anadolu'dan bir şampiyon çıksın diyerek Sivas'a karşı maça asılmayacağını sanmak safdilliktir. Şu ana kadar Sivas'ın zirvede kalmasının sebebi "derin futbol dinamiklerinin" harekete geçmemesindendir. "Nasıl olsa bir yerde tökezlerler" düşüncesi ve üç büyüklerin bu sezon yaşadığı tarihi puan kayıpları bir anda Sivas'ı tarihin akışını değiştirecek bir pozisyona sürüklemiştir. Özgener Federasyonu tarihe kayıt düşmek için içten içe yanıp tutuşmaktadır. Kendi dönemlerinde bir Anadolu takımının üç büyükler hegemonyasını yıkması, aynı zamanda "ne kadar adil bir lig sezonunun yaşandığı" övüncü bu Federasyonun apoleti olacaktır. Hakemlerin çok kötü bir sezon geçirdiği ortadadır. Ancak en çok da bu sezon için şu ana kadar "kurulmuş ve kurgulanmış" bir ligden bahsedilemez. Fenerbahçe ve Beşiktaş başkanlarının bir derbi öncesi yemekte bir araya gelmeleri, aralarında hiç futbol konuşmamış olsalar bile "Neyin pazarlığını yaptılar?" sorusunu akıllara düşürmüştür. Ve ben eminim ki, o yemekte futbol konuşulmamıştır. Ama bazı şeyler susarak konuşulur zaten! Unutulmaz sözler... "Müzikte Mozart, şiirde Rimbaud ne ise futbolda Maradona da odur." (Eric Cantona)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.