İn aşağıya sana günün göstereyim!

A -
A +

İspanya'yla oynadığımız iki maçı da kaybettik ya, yine kalemler sivriltildi, yine hep bir kişiye batırılmaya başlandı. Fatih Hocanın tepeden bakan tavrını zaten eleştirmeyen yok tamam da, hakikaten dediği gibi iki İspanya maçında da kötü futbol oynamadık, ezilmedik, büzülmedik. Aksine şu anda dünya sıralamasının en tepesindeki takıma ciddi şekilde korku saldık. O İspanya, Avrupa şampiyonu olurken bile bu kadar zorlanmadı, burası kesin. Şimdi bu iki mağlubiyet yüzünden yine darağacı kuruluyor, kazanlar kaynatılıyor. Fikstür çekildiğinde, kafamızda grup maçlarını oynattığımızda hepimiz iki İspanya maçına 1 puan yazmadık mı? Orada yenilir burada -belki- berabere kalırız diyerekten? Sahadaki taktik hatamız; 1 puanı beğenmeyip 3 peşinde koşmakta oldu. İspanya'yla oynuyorsanız ve 1 puan cebinizdeyse uzatmalara topyekun saldırarak değil, o 1 puanı korumak için girmeliydiniz. Şimdi gel de Belçika ve Estonya maçlarına yanma! Ama biz böyleyiz. Hiçbir organizasyona "kafadan koparıp" rahat rahat gidemiyoruz. Puan usulü bize göre değil, karakterimize ters. Ya hep ya hiç peşindeyiz. Böyle olduğumuz için 1 puan uçtu İspanya maçında elimizden. Gitmeyi başardığımız finallerde ise "in aşağı da sana günün göstereyim" kabadayılığımız ortaya çıkıyor. Oynadığımız play-off maçlarının hepsinde bu yönümüz ortaya çıktı. Deplasmanda Norveç'i yenmekten başka çaremiz olmadığı için yendik, Belçika'yı o yüzden saf dışı bıraktık da gittik... Şimdi Bosna maçı da böyle bir maç işte. Bu yüzden Bosna'yı deplasmanda yeneceğimize inanıyorum. Ve bu Bosna'nın İspanya karşısında puan kaybedeceğine de... "En kötü ikinci olabiliriz" senaryosuna gelince; geçiniz! Alınacak 12 puan var. 20 puan toplayan bir takımın en kötü ikinci olma ihtimali zaten olamaz. Şu anda kaybedilmiş bir şey yok, önümüzdeki maçlara bakıcaz!.. Unutulmaz anılar Yıllar öncesinden bir Trabzonspor-Eskişehir maçında durum beraberedir ve maçta son dakikalar yaşanmaktadır. Taraftarların tahammülü kalmamıştır artık. Son dakikalar oynanırken defanstan Lemi ileri doğru çıkar. Aldığı pasla ceza sahası içerisine girer, müsait pozisyonda topa öyle bir vurur ki, top dağlara taşlara gider. Taraftarlar çıldırmıştır artık. Lemi'yi ıslıklamaya başlarlar. Defansa doğru asıl görev yerine koşan Lemi de dayanamayıp sırtını taraftarlara dönüp eliyle 2 numaralı formasını göstererek, "Ula ha bu numara gol atar mı?" diye avazı çıktığı kadar bağırır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.