Lobicilik...

A -
A +

2020 Olimpiyatları için nefeslerimizi tuttuk, bekliyoruz...

Yaklaşık 2 yıldan bu yana İstanbul, Tokyo ve Madrid arasında devam eden büyük yarış Buenos Aires'te sona erecek.
Yıllardır "Biz yapamayız, bize vermezler" karamsarlığından sonra şimdi yüksek sesle "Olimpiyat İstanbul'un olmalı" diyoruz.
İstanbul'un artısı yüzde 93'e varan halk desteği, son 10 yılda hızla yükselen ekonomisi ve bunların yanı sıra kazanma isteği. Madrid'in halk desteği yok, Tokyo'nun da nükleer sızıntı yüzünden başı dertte. Olimpiyatlar sadece seçilmiş komitenin gidip adaylık başvurusunu doldurmasıyla kazanılmıyor. Bunun için iyi bir vizyon, güçlü bir lobi faaliyeti gerekiyor. Türkiye bu üçünü de şu ana kadar gayet güzel ortaya koydu. İstanbul'un 21, Madrid'in 23, Tokyo'nun 26 oyunun "cepte" olduğunu söyleyenler var. Son sunumlar 'kararsızları' yönlendirmede etkin rol oynayacak.
2020 İstanbul Olimpiyat Komitesi'nin nasıl hummalı bir çalışma içinde olduğunu gözlerimizle gördük. Sunumlarda söylenecek her bir cümle defalarca düşünülüp ona göre bir metin hazırlanıyor. Tek bir kelime başka yönlere çekilebilir, karşı tarafa koz olarak dönebilir. "Türkiye'nin radyoaktif sızıntı sebebiyle sıkıntı yaşayan Japonya'yla nükleer santral anlaşmaları yapmasını nasıl karşılıyorsunuz" gibi iki tarafı birden vurmaya çalışan tuzak sorularına karşı ince siyaset yapmak zorundasınız. Ya da olimpiyatlarla ilgili konuşurken pat diye önünüze "Suriye" sorusu çıkabiliyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yapacağı konuşma Türkiye hakkında bazılarının kafasındaki şüpheleri dağıtırsa ibre İstanbul'a dönecektir.
Bugün başka bir gün. Bir şehir, bir olimpiyat ve iki kıta...
İstanbul kazanırsa, Türkiye kazanacak...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.