Geride bıraktığımız sezonda, yalnız Trabzonspor'un değil Türk futbolunun da en başarılı oyuncularından Burak Yılmaz'ın izleyeceği transfer politikası, Türk futbolu açısından da büyük önem taşıyor! Burak eğer Trabzonspor'da kalırsa, buna söylenecek bir söz olmaz. Çünkü Burak,Trabzonspor'da Burak oldu. Burak Yılmaz, Türkiye'de bitmeye yüz tutan kariyerini yeniden Trabzonspor'da, Şenol Güneş'le yakaladı ve bu sayede de Avrupa'da önemli kulüplerin listesinde girdi. Burak'ın, G.Saray'a gitmesi bence büyük bir macera olur! Bundan önce Fenerbahçe ve Beşiktaş'ta yaşadığı süreçler göz önüne alındığı zaman böyle bir durum ortaya çıkıyor. Burak'ın Galatasaray transferi, üçüncü bir Beşiktaş, Fenerbahçe vakası olabilir! Burak şayet Avrupa'da oynamak istiyorsa, bunda da çok dikkatli olması gerekir! Çünkü Avrupa ile Türk futbolu arasında çok büyük farklılıklar var. Bunu şunun için söylüyorum; Burak Yılmaz'ın sahadaki davranışları ve yaptığı konuşmalarından anladığım kadarıyla çok duygusal bir yapıya sahip. Avrupa'da ise duyguya yer yok. Sonuç olarak, yalnız Trabzonspor'un değil, son yıllarda Türk futbolunun gözbebeği Burak'ın yapacağı transfer, onun olduğu kadar, Türk futbolu adına da çok önemli! Benim görüşüm ise Yılmaz, eğer Avrupa'yı düşünmezse, oynayacağı en iyi kulüp, kendisini bugünlere getiren Trabzonspor'dur. Fernandes'te beklenen son! Sezon başından beri Fernandes ve birkaç yabancı oyuncu paralarını alamadıkları için Beşiktaş'ı UEFA'ya şikayet ettiler. Ancak buna rağmen takımda oynamaya, oynatılmaya devam edildi! Bunda futbolcular kadar yönetimin de suçunun olduğunu kişisel görüşüm olarak belirtmeye çalıştım! Bu futbolcuların bir gün Beşiktaş'ı yarı yolda bırakabileceklerine de değindim! Nitekim dediklerim çıktı ve Fernandes Süper Finalde, Trabzonspor maçı öncesi bu iddiamı adeta doğruladı! Beşiktaş'ı şampiyonluk kadar önemli bir karşılaşmada, sakatlık bahanesiyle yarı yolda bıraktı. Sakatlık bahanesi diyorum, çünkü sonradan gerçek ortaya çıktı! Trabzonspor karşısında forma giymeyen Portekizli oyuncunun sakat olmadığı ve 425 bin eurosunu alamadığı için oynamadığı anlaşıldı. Bunun böyle olacağı Fernandes'in bazı davranışlarından belli olmuştu! Fernandes, Fenerbahçe maçından önce öyle bir kırmızı kart gördü ki, gelecekte nasıl bir Fernandes'le karşılaşılacağını herkese gösterdi! Nitekim bu, Trabzonspor maçında su yüzüne çıktı! Bunda Fernandes kadar, yönetimin davranışının da rolü oldu! Eğer sen, bu ülkeye para kazanmak için gelen bir oyuncunun alacağını veremiyorsan, bunlara da katlanmak zorundasın! Beşiktaş, bunu yerine getirmeyerek şampiyonluk kadar önemli bir üçüncülüğü kaçırdı. Bu suçu yalnız Fernandes'te değil; ona bu ortamı hazırlayanlarda da aramak gerekir! Helal olsun!.. Koltuğa ceketini koymadan(!) yeniden büyük bir çoğunlukla Fenerbahçe Kulübü Başkanlığı'na seçilen Aziz Yıldırm'ı kutluyorum! Bırakın koltuğa ceketini veya paltosunu koymak ortada yokken seçimi kazanmak, her babayiğidin harcı olmasa gerek! Aziz Yıldırım'ın cezaevinde F.Bahçe'de başkan seçilmesini, tarih, bir ilk olarak yazacak. Yıldırım, seçimi az buz oyla da kazanmadı, yönetimin aldığı oylardan daha çoğunu alarak, F.Bahçe'de tartışmasız en sevilen isim olduğunu bir kez daha gösterdi. Yöneticilik başka şey, lider olmak çok başka... Aziz Yıldırım her şeyden önce bir lider. Bence onsuz geçen günler F.Bahçe için kayıp günlerdir! Kısaca, Aziz Yıldırım, F.Bahçe'de yaşanan olumlu olumsuz olaylarda hep öncelikle aranan isim oldu. Daha önemlisi, Fenerbahçe'nin vazgeçilmezi olduğunu bir kez daha gösterdi. Gani Balkan'a dikkat! Altyapı denildiği zaman akla ilk gelen kulüplerin başında tartışmasız bana göre Beşiktaş gelir. Bu ne bir abartı ne de bir fanatizmdir! Özellikle Serpil Hamdi Tüzün ve Adnan Dinçer zamanındaki Beşiktaş, Türkiye'de örnek gösterilen altyapısı sağlam olan bir kulüptü. Yıllar sonra Beşiktaş, bu işe yeniden ciddi olarak eğilim gösterdi ve çok sayıda genç altyapı hocaları sayesinde A takıma yükselme başarısını gösterdi. Beşiktaş altyapı hocalarının diğer meslektaşlarından farkı, şampiyonluktan çok, A takıma futbolcu vermek. Şimdilerde ise altyapının yıldızları, A takım için sırada! Bunlardan biri var ki, ilerisi için çok büyük ümitler vadediyor. Gani Balkan1990 doğumlu, futbola Beşiktaş altyapısında başladı. Maltepe'de top koşturuyor. Gani Balkan, bir seksen boyunda iki ayağını da çok iyi kullanan, kafa hakimiyetinden dolayı ilerinin Hakan Şükür'ü diye bakılıyor. Forvetin her yerinde oynuyor. Uzun boyuna rağmen çok iyi bir sprinter, aynı zaman topla çok çabuk, kısaca iyi meziyetlerle donanmış bir genç. Beşiktaş, böyle bir futbolcuyu kazanmanın keyfini yaşıyor!