Türkiye'de kulüplerin en büyük sorunu, bilinçsiz yapılan transferler. Yabancıdan yerliye kadar alınan futbolcuların birçoğunda izlenen yol, "transfer yapılmak" adına oluyor. Böyle olunca da ne takıma, ne de kasaya uygun oluyor. Ama bir de yapılan bazı transferler var ki, "cuk" kelimesinin tam karşılığı! G.Saraylı Necati ile Trabzonsporlu Olcan, transferin "cuk" olanı. Olcan'ın Trabzonspor'a sağladığı katkılar ortada. Bu oyuncunun göstermiş olduğu performans, Milli Takım'a kadar yükselmesine neden oldu. Necati ise G.Saray'a bir tesadüf sonucu ara transferde geldi. G.Saray Yönetimi, 10 milyon euroluk futbolcuları almak için uğraşırken takımdan 6 yıl önce ayrılan eski oyuncusu Necati'yi kadrosuna kattı. Transferin en beceriksiz kulüplerinden biri olan G.Saray, bu tesadüf transferi ile belki de son on yılın en isabetli işini gerçekleştirdi. Kim ne derse desin; Necati'nin şimdiye kadar yaptıkları ortada. Bence G.Saray'ın şu andaki hücum gücünün yüzde ellisi Necati'ye ait. Necati ve Olcan'ın benzer yönleri oldukça fazla; tek benzemeyen tarafları yaşları. Bu futbolcular için negatif anlamda üretilenler ise bana göre safsatadan başka bir şey değil!.. Kayıkçı kavgası!.. F.Bahçe ile Trabzonspor'un şampiyonluk kupası için yaptıkları, "kayıkçı kavgası"ndan başka bir şey değil. Bundan önceki Futbol Federasyonu, UEFA'nın esiri oldu ve F.Bahçe'yi, haksız bir şekilde Platini'ye uyarak Şampiyonlar Ligi'ne göndermedi. Bunun üzerine Trabzonspor haklı olarak kendisine şampiyonluğun ve kupanın verilmesini talep etti. Oysa sezon sonunda ligin şampiyonu F.Bahçe'dir ve bu Futbol Federasyonu tarafından tescil edilmiştir. Ne zaman ki, UEFA olayı patladı ve F.Bahçe Şampiyonlar Ligi'ne gidemedi, şampiyonluğu da tartışılır duruma geldi, işte o zaman Trabzonspor kendini şampiyon olarak görmeye başladı. F.Bahçe'nin Şampiyonlar Ligi'ne gönderilmeyişi, lig şampiyonluğunun elinden alınması anlamına gelmez. F.Bahçe suçlandığı olaylardan aklanıp çıkarsa, haksız olarak gönderilmediği Şampiyonlar Ligi'nde maddi ve manevi tazminat isteme hakkı doğacak. Bu yaşanan olaylar, yalnız iki kulübü değil Türk futbolunu da geriyor. Unutulmamalı; şampiyonluklar her zaman kazanılır, ama önemli olan dostluklardır... Platini ak kaşık mı!.. Ben bunu bıkmadan yazmaya ve yeri geldiği zaman söylemeye devam edeceğim. Platini ve UEFA sütten çıkmış ak kaşık değildir!.. Bence Platini ve UEFA, önce kendi evinin önünü temizlemeli!.. Daha hiçbir karar çıkmadan F.Bahçe'yi Şampiyonlar Ligi'ne almayan Platini, kendi ülkesinin takımının yaptığı şikeyi görmemezlikten gelerek şikeye çanak tuttu! Aynı Platini şimdi de kalkmış, "sütten çıkmış ak kaşık" gibi Türk futbolunun iç işlerine karışıyor!.. Platini, Başbakan Recep Tayip Erdoğan'dan gereken cevabı aldı. Türk mahkemeleri henüz bir karara varmadan, ön yargı ile F.Bahçe'yi kupanın dışında bırakan Platini ve onun uzantısı UEFA, bence tarihinin en büyük yanlışını yaptı. Ligdeki pozisyonunu beklemeden ve ön yargı ile F.Bahçe'yi bu büyük kupanın dışında bırakan Platini ve UEFA, bunun altında ezilip kalacak ve Türk futbolunun hışmına uğrayacaktır!.. 10 takım futbolu unutacak!.. Ligin üstü tamam altı ise tam bir cadı kazanı. Lige başlarken, hesaplarını üst sıralar için yapan Antalyaspor, şu anda küme düşmeye aday takımlardan biri durumunda. Antalyaspor'un, F.Bahçe ile oynayacağı maçtan en az bir puan çıkarması gerekiyor. Diğer taraftan küme düştü gözüyle bakılan Samsunspor, Beşiktaş galibiyetiyle hayat buldu. Samsun'un kendi sahasında Sivas'ı yenmesi, kümede kalmasına yetmiyor. Diğer oynanacak karşılaşmalar ise formaliteden öte gitmeyecek. Ancak 34 maçta şampiyon olan G.Saray'ın, play-off'a kazandığı puanın yarısıyla gitmesi çok büyük bir haksızlık!.. Sekiz takımın dışında kalanlar ise ayrı bir sorun. 10 takım beş ay gibi uzun bir zaman futboldan uzak kalacak. Gerçi bahar kupası adı altında maçlar oynayacaklar ama Mesut Bakkal'ın söylediği gibi düşen takımların oyuncularını toplamak hayli zor olacak. Sekiz takım oynayacakları bu finallerde, hem maddi hem manevi olarak güçlenirken, 10 takım bozuk ve yanlış sistemden dolayı pastadan pay alamayacak. Sonuç olarak allanıp pullanıp "Süper Final" ismiyle yeniden gündeme getirilen play-off, ölü doğduğu için bu ismiyle de bence faydadan çok zarar getirecek...