Olcan affettirdi!

Geçen haftanın en iyisi ile en kötüsü bu kez yer değiştirdi. Mersin İdmanyurdu karşında 90 dakika tel dökülen Trabzonspor'a sanki sihirli bir değnek değmiş, sahada ne yapması gerektiğini bilen bir takım vardı. Hele hele geçen haftanın en kötüsü, daha doğrusu kaçırdıkları gollerden sonra böyle söylenen ama benim için Türkiye'nin ilk beş futbolcusundan biri olan Olcan, Kasımpaşa kalesine öyle bir füze gönderdi ki, Isaksson topu ancak ağlarda gördü.Golden sonra sazı Olcan aldı(!) sahayı istediği gibi kullandı. Hem oynadı, hem de oynattı. Trabzonspor da Mersin maçına göre biraz olsun kıpırdamıştı. Alınması tartışılan Emerson bile döktürdü. Halil'in kaçırdığı bir gol vardı ki, kariyerine yakışmadı! Boş kaleye top yerine kendisi girdi! Kalede Onur, Milli Takıma alınmayışını, oynadığı mükemmel futbolla adeta protesto etti. Abdullah Avcı, her halde Selçuk'la olduğu gibi Onur'la da sevişmiyor! Güneş, yine yapacağını yaptı ve maçın kahramanını oyunun en kritik bölümünde sahadan aldı; herkesin yüreğini hoplatırken, Olcan'ınkini ise kırdı! Kasımpaşa'ya gelince; Fenerbahçe önünde mükemmeli oynayan takım gitmiş, sahada ne yaptığını bilmeyen ve bocalayan bir takım vardı. Özellikle Fenerbahçe karşısında oynadığı futbolla bir anda prim yapan Adem takımın en kötüsüydü. Geçen haftanın başarılısı Hüseyin'in, bu maçta ilk onbirde olmayışına bir anlam veremedim. Kasımpaşa'nın, Trabzonspor karşısında bu kadar silik kalmasında, Ernst, Adem, Djalma, Özer ve Uche gibi kilit adamların çok kötü günlerinde olmalarının rolü vardı. Sözün kısası geçen haftanın en iyileri bu haftanın en kötüleri, geçen haftanın en kötüleri ise bu haftanın en iyileriydi. Futbolun da güzelliği işte bundan kaynaklanıyor!